Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'ın çadır ziyaretine yorum: Hayırlı bir iş

        CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanının bir hayır çadırını ziyaret etmesi güzel bir olay, hayırlı bir iş. Sonuçta tarafsız, bütün vatandaşlara eşit mesafede olması gereken Cumhurbaşkanının evet çadırını da hayır çadırını da ziyaret etmesi, tarafları dinlemesi güzel bir şey." dedi.

        Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

        "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın hayır çadırını ziyaretini nasıl buluyorsunuz? Sizin de isminiz geçti bu ziyarette bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın bir hayır çadırını ziyaret etmesi güzel bir olay, hayırlı bir iş. Sonuçta tarafsız, bütün vatandaşlara eşit mesafede olması gereken Cumhurbaşkanının evet çadırını da hayır çadırını da ziyaret etmesi, tarafları dinlemesi güzel bir şey ama 'Kılıçdaroğlu yalan söylüyor' diye kullandığı dil, bir cumhurbaşkanına yakışmaz. Eğer ben gerçekleri ifade etmiyorsam, nerede, ne zaman, hangi gerçekleri ifade etmediğim bana söylenebilir." yanıtını verdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Başbakan Binali Yıldırım'a "Buyurun gelin, oturalım konuşalım." çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, bu sürecin kısır bir tartışmanın içine çekilmek istendiğini, bunun doğru olmadığını söyledi.

        "Ben tartışılmıyorum ki. Referandum konusu eğer Kemal Kılıçdaroğlu ise olur, tartışabiliriz, ben hiçbir zaman çekinmem." diyen Kılıçdaroğlu, çocukluğundan bu yana her dönemini tartışmaya hazır olduğunu ifade etti.

        Kılıçdaroğlu, hiçbir tartışmadan çekinmediğini, hangi gazeteci gelirse cevap vermeye çalışacağını belirtti.

        "Siz de evet çadırına gider misiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ben evet oyu kullandığını ifade edenlerin hepsine büyük bir saygı beslediğimi söyledim. Eğer öyle bir çadır rastlarsa gittiğimiz yerde, tabii ziyaret ederim bizim vatandaşımız değil mi? Sayın Cumhurbaşkanı hayır çadırını ziyaret ederken, bir dönem terörist olarak suçladığı bir düşünceden umuyorum vazgeçmiştir. Oradaki insanlar da Sayın Cumhurbaşkanına umarım saygısızlık yapmamışlardır. Çünkü bir makama saygı göstermek gerekiyor." yanıtını verdi.

        Cumhurbaşkanlığı makamının, Atatürk, bayrak, vatan gibi ortak değer olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının tarafsızlığı ve 80 milyonu temsil ettiği için ortak değer olduğunu kaydetti.

        "Referanduma ilişkin bir anket yaptırdınız mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bir anket çalışması yapmadık, yaptırmadık ama çok sayıda anket geliyor. Benim gördüğüm kadarıyla bana ulaşan anket sonuçlarında hayır oyları önde. Çünkü hayırın gerçekten bu ülke için bir hayrı var. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum." dedi.

        "BANA BİR GEREKÇE SÖYLESİNLER"

        Referandum kampanyasının partiler arasında bir çekişmeymiş gibi gösterilmek istendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bir partinin, kişinin, hükümetin değil, anayasa değişikliğinin oylanacağını söyledi.

        Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinin siyasi partilerden, kişilerden bağımsız bir şekilde düşünülmesi gerektiğini belirterek, alanda da hayır oylarının fazla olduğunu gördüklerini kaydetti.

        Gittiği yerlerde kendisine "Esnafın, çiftçinin, taşeron işçisinin sorunu var, işsizlik sorunu almış başını gidiyor, ekonomide ciddi kırılmalar var. Bu kadar sorun varken siz siyasi partiler olarak bir araya gelip bu sorunları çözmek sizin görevinizken, neden şimdi referandumu getirdiniz başımıza bela ettiniz?" sorularının yöneltildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin acil ihtiyacının anayasa değişikliği olmadığını savundu.

        Kemal Kılıçdaroğlu, "'Bu anayasa değişikliği geçerse Türkiye daha hızlı büyüyecek'. Bana bir gerekçesini söylesinler, ben de memnun olurum. Belki o zaman deriz ki Biz bunu atlamışız. Bunu anlatamıyorlar." diye konuştu.

        "HEP BERABER ALKIŞLADILAR"

        AK Parti'nin 15 yıldır iktidar olduğunu, arzu ettiği yasaları, kararnameleri çıkarabildiğini, bürokratları değiştirebildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Anayasa'dan kaynaklanan hangi engel var? Şu engel var, anayasadan kaynaklanıyor ve o engel dolayısıyla bizim elimiz, kolumuz bağlı, biz hiçbir iş yapamıyoruz. diyorlarsa, o maddeyi bir söylesinler, ben de görüyüm o maddeyi, hangi madde engel ben bunu bilmiyorum, anlatmıyorlar da. Meydanda da televizyon programında da söylemiyorlar. Hangi madde siz ekonomiyi hızlı büyütecektiniz de engel oldu, ben bunu bilmiyorum." dedi.

        "Mevcut sistemin kriz ürettiğini veya üreteceğini düşünebiliyor musunuz? Anayasa değişikliği olursa, bu darbelere neden olan şey ortadan kalkacak mıdır?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Anayasa darbeye zemin hazırlıyorsa, öyle düşünüyorlarsa bu 18 maddenin içinde darbeyi engelleyecek hiçbir hüküm yok. Bana söylesinler bu 18 maddenin içinde darbeyi engelleyecek hangi hüküm var? Böyle bir şey yok. Halka doğruları söylemiyorlar." yanıtını verdi.

        Kılıçdaroğlu, 1982 Anayasası'nın pek çok maddesinin değiştiğini hatırlatarak, "Asıl sorun yaratan 2010 referandumunda yapılan değişikliklerdir. Asıl sorunu onlar yarattılar, unutmasınlar. 2010 referandumunda kimlerle iş birliği yaptılar? Biz o dönemde de yapılan düzenlemenin yanlış olduğunu söylemiştik ama Pensilvanyadan bir zat kalktı ve Ölüleri bile mezardan kaldırın, gidin evet oyu kullanın. diye açıklamalar yaptı. Bunlar da hep beraber alkışladılar. Sonra ne oldu? Aynı maddeleri bir daha değiştiriyorlar. O zaman da biz haklıydık, yine de biz haklıyız. Çünkü ortak aklı egemen kılmıyorlar." diye konuştu.

        Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ancak demokrasi, hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü olduğunda, katma değeri yüksek ürünler ürettiğinde güçlü olabileceğine işaret etti.

        "KIBRIS ÇIKARMASINDA KOALİSYON VARDI"

        Anayasa değişikliği ile çift başlılığın geleceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bir partinin genel başkanı olan cumhurbaşkanının tarafsız olamayacağını savundu.

        Çift başlılığın, valiler ve parti il başkanları arasında da yaşanacağını öne süren Kılıçdaroğlu, "Kişiye özgü model olmaz. Biz, gelecek kuşakları düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı ile başbakan arasında tartışma, çekişme olur mu? Geçmişte oldu, ne oldu? Anayasayı değiştirdik ne oldu? Halk seçiyor cumhurbaşkanını bitti. Bir çekişme olacak mı? Hayır. Halkın seçtiği birisiyle başbakan niye çatışsın? Son 15 yılda çatışma çıktı mı? Çıkmadı." diye konuştu.

        "Farklı düşüncelerden başbakan ve cumhurbaşkanı arasında tartışma çıkabilir. Bu bir tıkanma yaratmaz mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır. Bir yasa çıkardınız parlamentodan, cumhurbaşkanı veto etti. Aynı yasayı bir daha çıkarıyorsunuz, veto eder mi? Edemez, bitti." dedi.

        Kılıçdaroğlu, devletin bir kişiye teslim edilemeyeceğini savunarak, Kıbrıs çıkarmasında Türkiye'de koalisyonun olduğunu anımsattı.

        "BU MUDUR MİLLETE GÜVEN"

        "Yeni sistemde güven oyunun millet tarafından hükümete verilmesi yeterli değil midir? sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

        "Yeni anayasa değişikliği başbakanlığı, bakanlar kurulunu kaldırıyor. Nasıl olacak seçim? Şu anayasa değişikliğinde bana desinler ki 'Şu maddeye göre yeni kurulacak hükümet, hükümet programını hazırlayacak, millete sunacak beş yılda bir.' Ya hükümet yarı yolda kalırsa ne olacak? Var mı bir düzenleme? Hayır, yok. Ya hükümette birisi yanlış yaparsa, gensoru verecek misiniz? Veremeyeceksiniz. Daha komiğini söyleyim; Diyelim ki Ankara'da bir yol bozuk, 3 aydır yapılamıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına diyorsunuz ki Ankara'nın şu sorunu var. Bir Ankara milletvekili çıkıp, TBMM kürsüsünden bakana soru soruyor. Bugünkü düzende o bakan gelip TBMM kürsüsünden o yolun neden yapılamadığını, ne zaman yapılacağını açıklamak zorunda. Yeni modelde bakan asla kürsüye gelip bu soruya cevap vermeyecek. Çünkü böyle bir soru dahi sorulamayacak. Bu mudur millete güven?"

        "Yeni düzenlemede bakanlar yok mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Bakanların olup olmayacağına başkan karar verecek, hiç bakan atamayabilir." karşılığını verdi. "Böyle bir şeyi gerçekçi buluyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Atayacaktır diye bir düzenleme var mı? Devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkiler başkana verilmiş vaziyette. Başkan arzu ettiği kadar bakanlık oluşturabilir." yanıtını verdi.

        "TÜRKİYE'Yİ FELAKETE SÜRÜKLEYEBİLİR"

        "Afganistan'da başkan ve iki başkan yardımcısı seçimle geliyor, kendi anayasalarında var. Bizde sayı yok. Ben diyorum ki sayı kaç, bir mi, iki mi, beş mi, on mu, elli mi? Efendim, bir olabilir, iki olabilir, bilemedin üç olur. Niye bilemedin kardeşim, bil. Kaç yardımcısı olacak bana çıkıp söylesinler." diyen Kılıçdaroğlu, bu düzenlemeyle, bir başkanın "Ben, 500 tane başkan yardımcısı yapacağım." diyebileceğini öne sürdü.

        "Uyum yasalarıyla birtakım boşluklar doldurulamaz mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Anayasa yapıyoruz, yasa yapmıyoruz. Hiçbir yasa anayasaya aykırı olamaz. Yarın başkan, Bir dakika benim yetkilerimi sınırlıyorsunuz diyecek." dedi.

        Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinde "TBMM'nin münhasıran görev alanına giren konularda, cumhurbaşkanlığı düzenleme yapamaz." ifadesinin yeraldığını aktararak, şunları kaydetti:

        "Öyle geniş yetkiler veriyoruz ki bir kişi çıkıp Türkiye'yi felakete sürükleyebilir. Birisi çok yeteneklidir, bilgilidir, devlet umuru görmüştür, Ya bu kadar yetki var ama ben yine de kullanmayım. diye düşünebilir ama birgün bir başka seçim olur, bir başkası gelir oraya der ki 'Bir dakika beyler, böyle bir fırsat geçti, ben bütün akrabaları başkan yardımcısı yapıyım.' Böyle bir yetki kime verilmiştir dünyada? Anayasa konuşuyoruz, tartışıyoruz, keşke bunları onlar da burada olsaydı, beraber konuşsaydık. Benim atladığım bir şey varsa, onlar da bana ifade edebilselerdi. Bu kadar yetkiyi bir kişiye veremezsiniz, Türkiye'yi felakete sürükleyebilir, yazıktır, günahtır bu memlekete."

        "FESİH NEDİR, NE DEĞİLDİR İYİ BİLİRİM"

        Anayasa değişikliği "rejim değişikliği" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, devletin yönetim şeklinin değişmesinin, Türk Dil Kurumu sözlüğünde "rejim değişikliği" olarak yer aldığını söyledi.

        "Parlamenter sistem değişecekse eğer bu bir sistem değişikliği değil midir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Parlamento'nun yetkisinin sınırlandığını öne sürdü. Bu anayasa değişikliğine göre seçilecek başkanın, isterse bütçe kanununu hiç Meclis'e getirmeyeceğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bununla ilgili bir düzenlemenin olmadığını savundu.

        Kılıçdaroğlu, "Başbakan Yıldırım, yüzde 10 seçim barajıyla ilgili 16 Nisan'dan sonra oturalım, konuşalım. dedi. CHP, oturur konuşur mu bunu? Evet ya da hayır çıkması, bu oturup konuşmanın yanıtını değiştirir mi?" sorusuna, "Biz bunu zaten kanun olarak teklif etmişiz, oturup konuşacağız. Benim düşüncem, yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı Meclis'e gelsin." yanıtını verdi.

        MECLİS'İ FESİH YETKİSİ TARTIŞMASI

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetme yetkisi yok. Böyle bir şey varsa ispat et, ben cumhurbaşkanlığından istifa edeceğim ama o da kalkıp CHP'den ayrılsın ki CHP de kurtulsun" ifadesini kullandı. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Ben, Sayın Cumhurbaşkanının istifa etmesini istemem. Sayın Cumhurbaşkanı hukukçu değil, ben de hukukçu değilim ama ben vergi hukukunu çok iyi bilirim. Pek çok düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olup olmadığını inceleyen, kontrol eden... Bütün hayatım da buralarda geçti. Dolayısıyla fesih nedir, ne değildir onu gayet iyi bilirim. Hiçbir yorum yapmaya gerek yok. Türk Dil Kurumu sözlüğü parlamentonun feshi diyor. Bu sözlük benim değil, devletin bir kurumuna ait sözlük." yanıtını verdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları hatırlatılarak, yeni sistemde cumhurbaşkanının "Meclis'i feshetme" yetkisi olup olmadığına ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, "Fesih yetkisi vardır." şeklinde cevap verdi.

        Söz konusu durumun mevcut anayasada da olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, bir hukukçu olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, 9 Ocak'taki konuşmasını örnek gösterdi.

        Bozdağ'ın, o konuşmasında, "Şimdi bir şey söyleniyor, Meclis'i feshedecek cumhurbaşkanı? Cumhurbaşkanının bugünkü anayasamızın ilgili maddesine göre Meclis'i belli şartlar oluştuğunda fesih yetkisi var mı? Var. Nitekim 7 Haziran seçimlerinden sonra, Meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verdi mi? Verdi." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Demek ki fesih yetkisi varmış. Kim söylüyor? Adalet Bakanı söylüyor." ifadelerini kullandı.

        AK Partili bazı yöneticilerin de bu konudaki açıklamalarını okuyan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

        "Merak ediyorum, Sayın Cumhurbaşkanı ayrılacak mı? Ben ayrılmasını istemem. Halk seçti. Halkın oylarına saygılıyım. Makamında kalsın ama Kılıçdaroğlu bir şey söylüyorsa en az 50 yere sorsun. Biz ağzımızdan çıkan cümleleri tartarak, araştırarak söylüyoruz. Bu benim iradem değil, parlamentonun görev süresi dolmadan parlamentonun feshini yapar yani tekrar götürürseniz seçime bunun adı fesihtir. Anayasa fesih yazmıyor. Anayasa'da konuştuğumuz çoğu kelime yok. Ama biz işin özüne bakalım. Görev süresi dolmadan Meclis'i feshediyorsunuz. Bugünkü anayasaya göre 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Sayın Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshedip yeniden seçime gitmesi mümkün. Gerekçesi var, Türkiye hükümetsiz kalmasın diye. Yeni değişiklikte hiçbir gerekçe yok. Bir sabah kalkar başkan, Sayın Erdoğan feshetmeye bilir ama bir başka başkan Meclis'i feshediyorum. diyebilir."

        Kılıçdaroğlu, "2019'da cumhurbaşkanı adayı olur musunuz?" sorusuna ilişkin "Koşullara bağlı. Bugünden gelin güvey olmanın anlamı var mı? Koşullar uygun olur, oluruz. Uygun olmaz, olmayız. Biz CHP olarak bir kişinin iradesiyle karar almayız. Bizim MYK'mız, PM'miz var. Biz demokrasiyi içimize sindirmiş bir partiyiz. Oturulur karar verilir, dolayısıyla o dönem seçimler gelir CHP'nin yetkili organları toplanır. Demokrasiyi yaşatan tek parti biziz zaten." değerlendirmelerinde bulundu.

        "HAYIR ÇIKARSA NE OLACAK"

        "Hayır çıkarsa ne olacak?" denilmesi üzerine de Kılıçdaroğlu, "Hiçbir şey olmayacak. Herkes kendi işine gidecek. Sayın Cumhurbaşkanı yerinde kalacak. Şöyle bir propaganda yapılıyor, hayır çıkarsa cumhurbaşkanının meşruiyeti tartışma konusu yapılacak. Hayır efendim biz seçmedik ki meşruiyetini tartışma konusu yapalım." diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bu durumun bir erken seçime de neden olmayacağını söyledi.

        Kılıçdaroğlu, "Evet çıkarsa ne olur?" sorusu üzerine ise "evet"in vebalinin çok ağır olduğunu vurguladı.

        Kemal Kılıçdaroğlu, "evet" çıkması durumunda ise hukukun üstünlüğünün değil, üstünlerin hukukunun hayata geçeceğini savunarak, ekonominin fren tutmayacağını ayrıca hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin de kalmayacağını iddia etti.

        Yeni sistemde cumhurbaşkanının ekonomik ve sosyal konuların tamamında kararname çıkarma yetkisi bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Erdoğan kullanmasa da başka birisinin gelip "Ben bu yetkiyi kullanıyorum." diyebileceğini bildirdi.

        "Evet çıkarsa CHP açısından nasıl bir durum olur?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Hiç eveti düşünmeyin çıkmaz. Çıkarsa Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir sürecin içine sokulur. Bir insanın yapacağı hatayı tüm Türkiye öder. Bizim bütün siyasi planımız bu ülkede demokrasi kazansın." şeklindeki görüşlerini dile getirdi.

        Hükümetin, "Batı hayır dediği için biz evet diyeceğiz." algısını yaratmaya çalıştığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Batı ne diyor bilmiyorum ama AB sürecinde Avrupa Türkiye'ye karşı çifte standart uygulamıştır. Ben bunu her yerde söyledim." dedi.

        Bir soru üzerine Avrupa ülkelerinin, Türkiye'de halk oylaması sürecine müdahil olmasını doğru bulmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

        "Tam tersine evete destek vermek için bunu yapıyorlar. Onların en büyük arzusu evet çıksın. Türkiye karışsın. Kimse güçlü bir Türkiye istemiyor. Neden AB'ye üyelik konusunda bize çifte standart uyguluyorlar? Türkiye karışsın, Türkiye büyümesin. En büyük arzuları bu. Özellikle bunu yapıyorlar. Evet çıksın diye yapıyorlar. İki tarafından da işine geliyor kavga. Hollanda ile kavga ettik kimin işine geldi. Kim kazandı? Hollanda Başbakanı. Aşırı sağ oy kaybetti. Biz de kim kaybetti oradaki Türkler. Sağ gösterip sol vururlar. Bize niye serbest vize vermiyorlar? Demokrasi ve hukukla ilgili 23'üncü 24'üncü fasılları neden açmıyorlar? Onlar da istiyorlar ki evet çıksın Türkiye'de. Türkiye karışsın."

        "CUMHURBAŞKANI BENİM DE CUMHURBAŞKANIMDIR"

        İsrail'in ezan ve ABD'nin uçuşlardaki elektronik cihaz kısıtlamasına ilişkin kararlarını hatırlatan ve hükümetin tepki göstermediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ne diyorlar şimdi, Ey Kılıçdaroğlu. Başka düşman yok ya bir tek beni buldular. Sabah, öğle akşam Ey Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu Türkiyesini seviyor." dedi.

        Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri paylaştı:

        "Kılıçdaroğlu, yeri gelir İsrail'in yaptığının yanlış olduğunu söyler. Yeri gelir yurtta barış dünyada barışı söyler. Onlar alıyorlar yalan söylüyor. Bu dil bir cumhurbaşkanına yakışmaz. Politik söylem olur da tartışırız ama cumhurbaşkanlarına yakışmaz. Cumhurbaşkanları ağır insanlardır, 80 milyonu temsil eder. Cumhurbaşkanı benim de cumhurbaşkanımdır. Geldiği zaman ayağa kalkmak zorundayım, o makama saygı göstermek zorundayım. Ortak değerimiz dedim. Ama ortak değer olmaktan çıkarıyor. Her makam eleştirilebilir ama eleştirinin bir dozu, dili vardır. Siz dozu iyi kullanmak zorundasınız, makama saygı olarak. Ben cumhurbaşkanının tarafsız olmasını isterim."

        PM üyesi Hakkı Süha Okay'ın Niğde'de yaptığı bir toplantı sonrası 50 muhtarla ilgili bir soruşturma açıldığı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, savcılığın gizli toplantı yapılıyor ihbarı üzerine muhtarların ifadesine başvurduğunu ancak bir soruşturmanın olmadığı yönünde kendisine bilgi verildiğini aktardı.Kılıçdaroğlu, savcının tutumuna da tepki gösterdi.

        Halk oylaması sonuçlarının meşruiyetine yönelik bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Fark birmiş, beşmiş, bunlar ayrı şeyler. Kararı millet verecek, bedelini de millet ödeyecektir. Ben dilimin döndüğü kadar demokrasinin ne kadar güzel bir şey olduğunu anlatıyorum." diye konuştu.

        İktidar yetkililerinin "evet"i anlatamadığını bildiren Kılıçdaroğlu, milletin kandırılmaya çalışıldığını vurguladı.

        Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin geliri 15 yılda 3 kat arttıysa, 15 yıl önce kaç kişiye kömür veriliyordu, şimdi kaç kişiye? Bu kömür alanların geliri niye hiç artmıyor? Bu insanlara yazık değil mi? Şimdi bütün yetkileri istiyorlar ve hesap vermeden. Hesap sormak için 400 milletvekilinin oyu gerekiyor. 400 milletvekilinin oyu olmazsa, ömür boyu dokunulmaz olacaklar. Parlamentoyla saray arasına koca bir duvar örülüyor. Bazı vatandaşlarımız Sayın Erdoğan'a karşı bağlılık ifade ediyor. Olabilir tabii. Herkesin tercihine saygı göstereceğiz. Ama ben o vatandaşlarıma diyorum ki Siz Sayın Erdoğan'ı seviyorsanız bu kadar yetki vermeyin, yazık günahtır."

        İSVİÇRE'DEKİ PANKART

        İsviçre'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan bir pankart taşındığı anımsatılarak, konuyla ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:

        "Doğru değil asla. Pankartı açanlara da karşıyız. Kimse bu ülkenin cumhurbaşkanını tehdit edemez. Öyle bir haddi de olamaz. Biz nasıl Hollanda'ya giden iki bakana sahip çıktıysak, aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanı... Ne hakla kalkıp bunu yapabiliyorlar, asla doğru bulmuyoruz. Onları MİT'in bulması lazım. Onları MİT'in bulup kimliklerini açıklaması lazım. Biz de öğrenelim kim bu adamlar? Yoksa birilerinin adamı mı bunlar? Birilerinin adamıdır bunlar. Siz kalkıp da bir ülkenin cumhurbaşkanını öyle silahla milahla bilmem afişlerle tehdit ederseniz eğer bu ülke güçlüyse onları yakalar getirir Türkiye'ye, kim yapıyor? Siz kalkacaksınız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın alnına silah dayayacaksınız, nereden çıkıyor bu? Nereden cesaret alıyor? Ne diyordum, evet çıkmasını istiyorlar. Bütün bu tezgahların arkasında onlar var. Devlet devletse onurunu korumak istiyorsa onları yakalar Türkiye'ye getirir."

        Bild'in manşeti üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Atatürk olsa evet derdi" açıklamasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün Türkiye'nin ortak değeri olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Celal Bayar da Adnan Menderes de İnönü de Erbakan da ortak değerimizdir. Ortak değerler üzerinden evet veya hayır kampanyası açmak kadar yanlış bir şey olamaz." şeklinde konuştu.

        SURİYE ELEŞTİRİSİ

        Bir soru üzerine hükümetin dış politikası eleştiren Kılıçdaroğlu, "Suriye'nin parçalanmasına yol açan Türkiye'dir. Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozan Türkiye'dir." görüşünü savundu.

        Irak'ın, Suriye'nin bu tabloya dönüşmesi, Mısır ile kavga yapılmasındaki temel nedenin Türkiye'de izlenen yanlış dış politika olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, hükümeti "Komşuda yangın çıkarsa bu sana da sıçrar." diyerek çok kez uyardıklarını anlattı.

        "FETÖ'NÜN SİYASİ UZANTILARI TBMM'DE"

        FETÖ'nün siyasi uzantılarına ilişkin elinde belge olup olmadığına yönelik bir soru üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Yeni bilgiye gerek yok, siyasi uzantıları TBMM'de. Onları devletin bütün kadrolarına yerleştirenlerde Resmi Gazete'de var." değerlendirmesinde bulundu.

        Bunun için atama kararnamelerinin altındaki isimlere bakılmasını isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

        "Kimin imzası var? Bakanın, Başbakanın, ilgili bakanların imzası var. ByLock listelerinin açıklanmasını istedik. Kim ByLock kullanıyor? Çünkü en sağlıklı verinin bu listeler olduğu söyleniyor. Hükümetten şunu istiyorum, öyle sağı solu suçlamayı bırak kardeşim. Elinde ByLock listeleri var mı? Var. Niye açıklamıyor? Suçluyu gizliyor. Suç delilini gizlemek suç değil mi? Siz FETÖ'ye terör örgütü diyorsunuz. Dünyaya ilan ettiniz. Darbe sıradan bir darbe değildi. ByLock listeleri hükümetin elinde lütfen listeleri açıklasın. Kim ByLockçu, kim FETÖ'cü hepimiz öğrenelim. Kalkıyorsunuz Bank Asya'nın önünden geçenin işine son veriyorsunuz, onun okula izin verene hiçbir şey yapmıyorsunuz."

        Türkiye'de hala FETÖ'nün bir darbe tehlikesini görüp görmediğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Ben bir darbe tehlikesi görmüyorum." dedi.

        Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

        "Niye darbe olsun ki? Ama 15 Temmuz darbesinin ayrıntılarına ihtiyacımız var. Adil Öksüz'ün kim olduğuna dair ayrıntılara ihtiyacımız var. Hükümetin darbeden önceden haberdar olup olmadığının bilgisine ihtiyacımız var. Bunun bir kontrollü darbe olup olmadığını bilmeye bizim ihtiyacımız var. Pek çok bilgi belge gizli tutuluyor. ByLockçuları bilmiyorlar mı? Hepsini biliyorlar. CHP'li olsa oturup hepsini açıklarlardı. Niye açıklamıyorlar. ByLockçuların listesini açıklayın. Bu kadar basit. Ben söylüyorum ama onlar açıklayamıyor neden? Açıklasalar yer yerinden oynayacak, onlarda bunu biliyor."

        İsim bilip bilmediğine dair açıklamaya şimdilik girmeyeceğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Hükümetin açıklamasını istiyorum, açıklasınlar. ByLock listesinin tamamı verilmedi." ifadelerine yer verdi.

        "CİCİ BİR KIZIMIZ DAHA OLACAK"

        Oğlu Kerem Kılıçdaroğlu'na Trabzon'dan kız isteyeceklerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Güzel, mutlu bir beklenti. Cici bir kızımız daha olacak." dedi.

        "Düğün törenine Sayın Erdoğan'ı davet eder misiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, kendisinin salonlarda düğün yapılmasından yana olmadığına işaret etti.

        CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Mütevazi, aile içinde bir nikah yapılmasını isterim. Tabii bu kararı ben değil, biraz da onlar verecekler ama benim düşüncemi bu vesileyle onlar öğrenmiş oldu. Mütevazi yaşamayı seviyoruz, görkemli düğünler falan, alışık değilim. Ailede alışık değil. Mütevazi, kendi halinde... Nişanı aile arasında yapacağız." diye konuştu.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa