15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'na kimler, ne dedi?

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Meclis'te kurulan komisyonda birçok isim bilgi verdi. İşte o bilgilendirmelerden satırbaşları şöyle:

EMİN ARSLAN EMNİYETTEKİ ATAMALARI ANLATTI

FETÖ'cülerin özellikle emniyet teşkilatının personel birimlerinde görevlendirilmeye başlandığının altını çizen Eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, "Personel birimi her teşkilatta çok önemlidir. Atanacak veya başka bir göreve getirilecek kişinin lehte veya aleyhte hazırlanan dosyası ilgili amire götürülür.

İdris Naim Şahin döneminde emniyet müdürlüklerinin yüzde 80'i, istihbarat ve KOM dairelerinin tamamı bu örgütün kontrolüne girmişti. Hatta 2009 yılından sonra yine Fetullahçı bir kadroda daire başkanıysa, kilit görevde biri bile olsa verilen görevi yerine getirmeyecekse görevden uzaklaştırılırdı. Tam tetikçi olanlar göreve getirildi" dedi.

GÜLERCE: BEDDUA 25 ARALIK ULİTMATOMUYDU

Gazeteci Hüseyin Gülerce, "Koru'nun Pensilvanya seyahatinde yanında olan kişi Alaattin Kaya'dır. Bu isim şu an tutukludur. Pek çok şeyi öğreneceğiniz kozmik isimlerden birisidir. Bu cemaatin içinde derin cemaat diye bir şey asla yok. Sadece Fetullah Gülen'e emir kulu olmuş, o ne derse onu yapan insanlar var.

Gülen'in en başarılı olduğu alanlardan birisi adamına göre şerbet vermesidir. Gülen'in ettiği beddua ültimatomdu. Gönderilen mektup Ankara'yı oyalama taktiğiydi bana göre. Hükümeti gevşetme adına... Eğer Ben Fetullah Gülen'i tanıyorsam, bu cemaatin içinde başka derin bir cemaat yok.

Bu darbeyi onun yaptığı besbelli. Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Gülerce, "Beddua bir 25 Aralık ültimatomuydu. Koru, arabuluculuk için Pensilvanya'ya giderken, Gülen 25 Aralık talimatını verdi" dedi. " dedi.

KOŞANER: ENDİŞELENİYORDUK

Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, kendi görev döneminde FETÖ'nün ordu içerisindeki faaliyetlerinden haberdar olduklarını ve bunlardan endişe duyduklarını ifade etti. Koşaner, "Bu olayların nihai bir amacı olduğunu biliyorduk, bunlardan şüphemiz yoktu. Ancak endişelerimiz 15 Temmuz gibi bir olay olacak gibi değildi. Böyle bir olay olacağını aklımızdan geçirmezdik" dedi.

KIŞANAK'TAN DUMANLI'YA: ARTIK DÜŞÜN BU MİLLETİN YAKASINDAN

Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile Diyarbakır Belediyesi'nde ne görüştüklerinin sorulması üzerine, "Ekrem Dumanlı'ya 'Bizi itham eden yayınlarınızla barış sürecini sekteye uğrattınız' dedim. Ekrem Dumanlı, hükümet bizi kandırdı dedi. Bende dedim ki hükümet de FETÖ kandırdı diyor. Arada biz mağduruz canımıza okudunuz yeter artık düşün bu milletin yakasından. Kalktı gitti. Sizin hiçbirinizin söyleyemeyeceği sözleri söyledim" dedi.

NEDİM ŞENER: TOHUMLAR DİNK CİNAYETİYLE ATILDI

"Hrant Dink cinayeti ve İstihbarat Yalanları" adlı bir kitap yazdıktan sonra hayatının tamamen değiştiğini, tehditler almaya başladığını söyleyen Gazeteci Nedim Şener, "Karşımda polisleri değil, FETÖ'cüleri buldum.

AKP'lileri kızdıracak çok kitap yazdım ama böyle tehditler, esrarengiz telefonlar almamıştım, tutuklanma endişesi yaşamamıştım. Erdoğan ile cemaatin kavgasının tohumunun Hrant Dink cinayeti olduğunu düşünüyorum. 7 Şubat 2012 MİT krizi, 3 bakanın karıştığı yolsuzluk operasyonları da FETÖ darbe girişiminin devamıdır." diye konuştu.

ÇOBANOĞLU: YENİLGİ OLARAK İFADE ETMEDİLER

Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Çobanoğlu, "Bence, cemaat, 15 Temmuz sonrasını bir yenilgi olarak ifade etmedi. En azından cemaat içerisinde kalanlar. Bunu yine bir toparlanma vesilesi haline dönüştürmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

KORU'NUN GÜLEN İLE GÖRÜŞMESİ

Gazeteci Fehmi Koru, 17 Aralık sonrası FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ile yaptığı görüşme hakkında, "Fethullah Gülen, 'Bizim hiç alakamız yok. Biz böyle kasetler, videolarla hiç alakamız yok bizim. Böyle olayları asla tasvip etmeyiz. Devletin memuru amirlerini dinlemez, başkalarını dinler, bizim arzu edebileceğimiz şeyler değil'.

Bende 'nedir sizin olayınız. Dershane olayını biliyoruz' dedim. Gülen, 'Dershane bizim için önemli. Biz bir hizmet hareketiyiz. Gençlerinizin yetişmesi için eğitim faaliyetleri içerisindeyim. Bunların kapatılması yönüne gidilmesi bizim arzu etmediğimiz şey' dedi. 'Başka nedir rahatsızlıklar' dedim. Gülen, 'Sosyal medya denilen şeyde bize ve sevdiğimiz insanlara karşı saldırılar var. Bunlar oralardan kaynaklanıyor gibi düşünüyor'.

Dedim aslında sosyal medya söz konusu ise galiba size yakın olan insanlar esas o işlerle meşguller'. Görüşmemiz 30-40 dakika sürdü. 'Ben bir mektup vereyim. Sayın Cumhurbaşkanı'na iletirsiniz' dedi.

Oradan ayrıldım. Mektup bana ertesi gün ulaştı. Türkiye'de döndüğümde tarih 24 Aralık'tı. Sayın Gül'e mektubu o akşam ilettim. O açtı, okudu. Gayet makul şeyleri dile getiriyor. Asla siyaseti etkileyecek şeyleri yapmama kararlılıkları olduğunu yineliyor" ifadelerini kullandı.

AĞAR: ARKASINDA YABANCI İSTİHBARAT VAR

Eski İçişleri ve Adalet Bakanı Mehmet Ağar, "Türkiye'deki her gizli örgütün dış bağlantısı var. Genelde de bu bağlantıların arkasında yabancı istihbarat servisleri var" dedi.

KELEŞ: DİN İSTİSMARI

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in liderliğindeki oluşumda dinin bilinçli şekilde kullanıldığını ifade eden Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, "Hedefe ulaşmak için, İslam dinine göre gayrimeşru olan davranışların, meşru gibi lanse edildiğini görüyoruz. Burada önemli bir din istismarı var.

'Gülen'in Peygamberimizle görüştüğü, kendisine talimatlar verdiği, bu talimatları da mensuplarına aktardığı' gibi ifadeler var. Bu tür ifadelerin İslam dininde hiçbir yeri yoktur. Bu hususta açık bir Hazreti Peygamber istismarı söz konusu." diye konuştu.

DEMİRAĞ: ÖĞRENCİLER CİNSEL İSTİSMARA UĞRADI

"İmamların Öcü" adlı kitabın yazarı Yavuz Selim Demirağ, örgütün evlerinde kalan öğrencilerin cinsel istismara uğradığını iddia ederek, örgütün sadece terör örgütü olmadığını söyledi.

Demirağ, "Bu örgütün içindeki cinsel istismar konusunun, önemle yalvarıyorum size, bu çetenin ağına düşmüş ortaokullu, ilkokullu çocuklarımız var. Bu çocukları kurtarmak için bu konunun üzerine ısrarla gidilmesi gerektiği düşüncesindeyim" diye konuştu.

ÖZKÖK: UYARDIK AMA BİR ŞEY YAPILMADI

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, "2004 MGK Toplantısı'nda, 'Bu örgüt (FETÖ) çok büyük bir imkan kabiliyetine kavuştu. Bir icra planı yapılsın, bu iş takip edilsin...' Hükümeti kesin olarak orada bilgilendirdik ve 'durum iyi değil' dedik. Orada bir karar alındı. Ona 'icra planı' deniliyordu. 'Ne yapılıyor' diye izledik. Açıkça söyleyeyim; pek fazla bir şey yapıldığını görmedik" dedi.

ALA: TAMAMINI DEĞİŞTİRDİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Davos'ta 'one minute'ten sonrasında örgütün hükümet aleyhine dinlemeler yaptığını söyleyen Eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, ortalama 250 bin kişinin dinlendiğini açıkladı.

17-25 Aralık darbe teşebbüsünden sonra emniyette değişikliklerden bahseden Ala, "Emniyetin operasyonel birimlerinde, emniyet müdürleri seviyesinde yüzde 90 oranında, İki-üç ay içerisinde tamamını değiştirdik. İstihbarat teşkilatı zaman içinde yüzde 99'lara varan oranda değişti.

35 bin kişinin operasyonel birimlerden alınıp başka yerlere gönderildi. Biz görevde aldıklarımızı bir müddet sonra aynı şekilde isimleri boş bırakılmış şekilde yargıda geri döndürmeye başladılar" dedi.

DÜNDAR: 15 TEMMUZ GECESİ ERDOĞAN'LA GÖRÜŞMEDİM

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ümit Dündar, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüşmediğini, 16 Temmuz sabahı Atatürk Havalimanı'nda görüşerek bilgi verdiğini söyledi.

Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Şafak Ertan Çomaklı, FETÖ'nün gizli belgelerine ait belgeler sundu. Bu belgelerde "İkinci Fetullah Gülen" olacağı iddia edilen kişinin kimliği ile bilgi de veren Çomaklı, FETÖ'nün vazgeçmeyeceği, mali alanda bir darbe girişiminde bulunabileceği öngörüsünde bulundu. (HABERTURK.COM)