Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yalçın Akdoğan Akılda Kalan programında Veyis Ateş'in sorularını yanıtladı

        Yalçın Akdoğan'ın konuşmasından satır başları:

        Mahir Ünal’la oturuyorduk. Köprüde askerlerin fotoğrafını o gösterdi. Fotoğrafı görünce anladım olanı.

        Mesele şuydu, bir darbe girişimi var, bunu kim yapıyor?

        Merak edilen buydu.

        (Hareketlilik kulisleri olmadı mı Ankara’da) FETÖ’cülerin ilk hamlesi değil. Gezi hatta Kobani olayları da sokak üzerinden devirme kalkışmasıydı. Sonra bir yargı kalkışması vardı. O da olmadı. Bundan dolayı bunların herhangi bir delilik yapacağı belliydi. Bunu zaten cüretkar şekilde kendileri de söylüyorlar.

        Bu şekilde bir şeye kalkışacaklarını düşünmüyorduk. Ordu içinde güçlerini kullanarak bir delilik yapabileceklerini düşünüyordum. Fakat bu şekilde bir kalkışma şu açıdan beklenmiyordu: Klasik darbe anlamında bir kalkışma olacağı beklenmiyordu.

        Türkiye’nin yeni bir toplumsal yapısı var. Genç kuşağın farklı bir bakışı var. Kendi geleceğine sahip çıkan bir gençlik var. Bunu birçok olayda gördük. Medya değişti, sivil toplum değişti, insanların bakışı değişti, internet diye bir şey var. Toplum darbe falan istemiyor. Bundan sonra da Türkiye’de böyle bir darbe falan da yapamaz.

        Geçmişteki liderlerin darbeye bakışını biliyoruz. Şapkasını alıp gidenler, boyun eğenler, teslim olanlar…

        Liderin buna nasıl tepki verdiği çok önemliydi. Halkın da onun arkasından nasıl tepki verdiği çok önemli.

        Allah korusun başarılı olsalardı nasıl bir Türkiye olacaktı? 80 darbesini hatırlıyorum. Annemin sevindiğini hatırlıyorum. Sokakta sürekli anarşi olayları var. Darbeden sonra iğdiş edilmiş bir kültür vardı. O kuşak yine de büyüdü, bir yerlere geldi. Başarılı olsaydı darbe kalkışması, hiçbir toplum kesimi nefes alamazdı. Zulmetmediği kimse kalmadı. Herkese zulmettiler. Bunlar kendilerinden olmayan kimseye hayat hakkı tanımıyorlar.

        150 tane ülkede örgütlenmişler. Herhangi bir ülkede faaliyet göstermek istediğimizde tabiri caizse göbeğimiz çatlıyordu. Bunlar bu kadar ülkede nasıl örgütlendiler. Bu bir projenin parçası. Dış kamuoyu buna hazırlandı. 2-3 yıldır dış kamuoyunda Erdoğan karşıtı bir kampanya var. Bu bir küresel siyaset mühendisliği projesidir. Mısır’da darbeyi kim desteklediyse, Ukrayna’da sokak olaylarını kim körüklediyse.

        Bunların hepsi, sınırları dizayn etmeye yönelik bir mühendisliğin parçası.

        Statükoyu Türkiye’de devam ettirmeye çalışanlar sadece Türkiye’yi bir eksende tutmak için bekçi.

        İktidar seçkinleri bunlar. Bu defa aktörler değişti. Fakat olan aynı. Türkiye karşıtı kara kampanyanın hazırladığı bir ortam. Bu batının kontrolündeki ılımlı bir İslam projesidir.

        Türkiye’den vazgeçemezler. Türkiye’yi eksende tutmak için devam edecekler. FETÖ de vazgeçmeyecektir. Taşeron. Aslında başka bir amaç için bunu yapıyorlar. Bundan önceki darbeciler de bunun için yapmıştı zaten.

        Dış kamuoyunu buna hazırladılar. Darbe olsaydı belki de birçok ülkeden ses çıkmayacaktı. Sadece cunta kalkışmasının püskürtülmesi değildi burada önemli olan. Bu kırılmış oldu. Türkiye’nin bağımsızlığı açısından çok önemlidir.

        Sabotajlar, suikastler olabilir. 40 yıldır bu cuntacıları bunun için beslediler. Bundan bir günde vazgeçmezler. Bölgesel bir proje. Dışarıdan destek gelmemesi de bunu gösteriyor. Bir darbe girişimi var, Meclis bombalanmış, sizin için önemli müttefikiz madem neden gelip geçmiş olsun demiyorsunuz?

        Türkiye böyle bir teslimiyeti kabul etmez. Kendi bağımsızlığı temelinde bu ilişkileri Türkiye yürütmek durumundadır. Elbette kritik dönemlerde insanların nasıl tavır takındığı önemlidir. Bundan sonraki dostlukları da etkileyecektir.

        (Cemaatle ilgili daha önceki sözleri) Siyaset alanında biz hizmet veriyoruz, eğitim, sosyal kültürel alanlarda hizmetinizi verin, uyarısıydı o röportajda verdiğim mesaj. 2010 referandumundan sonra ciddi güç elde ettiler. Bu oyunların startı bence 2011’de verildi. Böcek ve dinleme olayları, MİT müsteşarını gözaltına almaya çalışmaları. 2013’te yaşananlar, Çözüm Süreci, Gezi Olayları… 17-25 Aralık’a gelelim.

        Bir yazı yazdım. Bunlar milli orduya, milli bankaya, milli istihbarata kumpas kuranlar ne yapmaya çalışıyorlar? Bunlar milleti devirmeye çalışıyorlar.

        Ondan sonra bu kumpas işi. Kumpas eşittir FETÖ.

        Gelinen noktada yorumum şu: Bunlar ilk günden ne idiyse bugün de o. İlk günden itibaren anahtar teslim bir istihbarat servisi olarak kurulmuşlar. Cunta hareketi olarak bir gün düğmesine basılacak bir mekanizma olarak.

        “Bunlar farklı evrelerden geçip güç zehirlenmesine uğradılar, ondan sonra evrim geçirdiler”, kanaatinde değilim. Ama bu tabii ki bugün itibariyle yaptığımız bir değerlendirme.

        4-5 yıldır bir mücadele veriyoruz aslında. Hatta insanlar bunun takıntı olduğunu söylemeye başlamıştı.

        Terörle mücadelede başarılı olmak için paralel yapıyla mücadelede de başarılı olmamız gerektiğini yazdım, söyledim. Cumhurbaşkanımız kaç yıldır bunu anlatmaya çalışıyor. Ben söyledim: Bu Sayın Erdoğan’ın kişisel bir kavgası değil. Herkes bu mücadelenin parçası olmalıdır. Böyle konuşmalar yapıyorduk. Hatta daha köprüler atılmadan, “Bu doğru bir yol değil. Bu hastalıklı bir haldir. Bunların temel felsefesi, amaca ulaşmak için her yol mubahtır. Herkesi kurban edilebilir görürler. Sizin adamlarınız olabilir. Sohbet eder, bu da problem değil. Dışarıdan talimatla hareket ediyorlarsa bu problemdir. Bunu kendilerine de söyledim.

        Bazı kurumlar da bu yapının ne kadar güçlendiğini fark ettiği için mücadeleyi göze alamadılar.

        Farklı sebeplerle birilerinin geri durduğunu gördük mücadeleden.

        (‘Ellerinde nur mu var topuz mu’ yazısı) Bütün kurumlar içi boşaltılarak ele geçirilmeye çalışıldı. Darbeler meselesi, AK Parti iktidara geldiği zaman çok şey çekti. 28 Şubat sürecinden sonra iktidara geliyorsunuz. Ve o mekanizma sizi devirmek için de harekete geçiyor. Çok eziyet çektik. Kara propagandaya maruz kaldı. Bunların bir kısmını FETÖ yaptı. Biz bunların mağduru ve tarafıyız. AK Parti’yi devirmeye çalışan bir anlayış var. Bu yüzden Ergenekon, Balyoz gibi davaları önemli bir fırsat olarak değerlendirdim. Fakat bu fırsatı FETÖ zehirledi. Başka bir fırsat için kullandılar.

        İzmir’de bütün kurumu casus diye tasfiye ettiler. Kamu vicdanını yaralayan hadiseler oldu. Bir sürü kişi intihar etti. Buna ben de tepki gösterdim, Sayın Cumhurbaşkanı da tepki gösterdi.

        Bir sürü insana haksızlık ettiler, sicilini bozdular, ordudan attılar. Bu da toplumsal vicdanda bir tepkiye sebep oldu. Eski genelkurmay başkanının tutuklanması gibi konularda. Hep iktidara mal edildi bunlar ama iktidar o zaman bunları eleştirdi de.

        Bir zulüm var ortada. Zulme bu işin varması onun duvara toslaması demektir. Bir şekilde duvara tosladılar. Kumpas lafı silbaştan her şeyi yalanlama anlamına gelmiyor. Bunların bir komplo içinde olduğunu gösteriyor.

        (Diğer cemaatler müsterih olsun sözleri) MGK kararları propagandaları gibi… FETÖ’nün bir propagandası idi. Geçmişte bunu yaptılar. Diğer yapıları yanına çekmek için kullandı. Başka yapıların içinde adamları da var. Milli görüşçü görünüyor ama kripto paralel. Kim suç işlediyse muhatabı odur. O hesap verecektir. Vakıf, dernek cemaatlere yönelik devletin tavrı yok. Ama bu vakıf, dernek ve cemaatler de kurumların içinde benzer şekilde yapılansınlara da izin verilemez. Ordudaki bir subay dışarıdaki öğretmenden talimat alıyor.

        Bir istihbarat şebekesi şeklinde örgütsel hedefler peşinde koşan kurumları devlet kabul edemez. Devletin sistematiğini bozmamak gerekiyor.

        Devlet paranoya ile hareket etmez, bilgiyle hareket eder. Bu tür dönemlerde yanlış yapılabilir ama sonra düzeltilir. Doktora gidiyorsunuz, doktor paralelci çıkıyor. Bu yüzden siz paralelci misin. Değilsiniz. Kriterler var. Bu kriterlerin üç baş tanesine uyanlarla ilgili işlem yapılıyor.

        Bu büyük bir mücadeledir ve yeni başlıyor.

        (Temizlemek ne kadar sürer) İstihbarat birimlerinin elinde de bazı bilgiler var. Hızlı şekilde yapılacaktır. Elbette akşamdan sabaha olacak bir şey değil. Yeter ki rehavete kapılmadan yapılsın.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa