Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem FETÖ'nün kumpasları nedeniyle intihar eden iki kurbanın yakınları konuştu

        Öznur KARSLI / Veli SARIBOĞA / Meral YILDIZ / GAZETE HABERTÜRK

        Amirallere suikast iddiasıyla başlatılan soruşturmayı yürütürken Yarbay Ali Tatar’ı ikinci kez ifadeye çağırıp intiharına yol açtığı öne sürülen dönemin özel yetkili savcısı Süleyman Pehlivan, FETÖ soruşturması kapsamında hakkında yakalama kararı sonrasında İzmir’de teslim oldu. Ali tatar’ın eşi Nilüfer Tatar, “Ali’min katilini 7 yıl sonra ilk defa gördüm. Ali öldü. Önce beraat etti, sonra savcının haberi geldi. Yaşananları devletin bize özrü olarak görüyorum” dedi.

        2011’de Yargıtay’a seçilen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra açığa alınarak hakkında yakalama kararı çıkarılan Süleyman Pehlivan, 18 gün sonra İzmir’de teslim oldu. Yarbay Ali Tatar’ın intiharıyla sarsılan Tatar Ailesi’ne 83 sanıklı Poyrazköy davasındaki beraat kararının ardından gelen haber, acıları bir nebze daha hafifletti. Yarbay Tatar, dönemin özel yetkili savcısı Pehlivan tarafından ikinci kez ifadeye çağrılınca, 19 Aralık 2009’da ardında “Hiç suçum yok, hukuksuzluğa, karanlığa karşı ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum” şeklinde veda mektubu bırakarak beylik tabancasıyla intihar etmişti. Yarbay Ali Tatar’ın acılı eşi Nilüfer Tatar, gözyaşları içerisinde duygularını HABERTÜRK’e anlattı: “Haberi 7 yıldır bekliyorduk. Eşimin ağabeyi Ahmet Tatar aradı, o sırada trafikte araç kullanıyordum. Haberi alınca sinirlerim boşaldı, şok geçirdim. Ali’min ölümüne neden olan Savcı Süleyman Pehlivan’ı dava sürecince hiç görmemiştim. Onu 7 yıl boyunca sakladılar. İnternette resimlerini aradım, bulamadım. Dün teslim olduğu haberlerini yine internette okurken, ilk defa resmini gördüm. Yani Ali’nin katilini ilk defa gördüm. Şimdi bana hesap vermesini istiyorum. Keşke bu kadar uzun sürmeseydi. 7 yıl da 70 yıl sonra da olsa ilahi adalet geliyor. Eşim intihar etti, davada beraat kararı çıktı. Son olarak da savcı için gözaltı kararı çıktı ve teslim oldu. Bütün bunları arka arkaya duyunca acımız iyice tazelendi. 15 Temmuz gecesi bizim için çok zor geçti. Kızım Ankara’dan otobüsle geliyordu. 3.5 saat haber alamadım, otobüsü rötar yapmıştı. Bütün garajlara gittim, ona ulaşamadım. Televizyonda haberleri gördüğümde bir şok daha yaşadım. Ardından da savcının haberi. Bu durumu devletin bize özrü olarak görüyorum. Ali’nin itibarını zedelemek istediler ama Ali buna izin vermedi. Canıyla karşılık verdi. Asıl suçlular şimdi ortaya çıktı. Vatana ihanet ettiler. Ali bunların hepsini gördü, arkadaşlarına, kurumuna söyledi ama onları da tutukladılar. 7 yıl sonra bunu görmek çok acı, kaybı yaşayan biziz. Ali hep ‘Olay bildiğiniz gibi değil, beni çok büyük bir komplonun içine piyon olarak soktular’ dedi. Bunlar bir çeteydi. Emniyet, hukuk, yargı ve basın elbirliğiyle Ali’yi öldürdüler. Hepsi organize çalıştı.”

        Davalarda hukukçuların gözlerinin içine bakmadıklarını, temas kurmadıklarını belirten Nilüfer Tatar, şöyle devam etti: “Ali çok parlak, donanımlı bir insandı. İftiralardan en çok canımı yakanı ve sinirle güldüreni Ali’ye atfedilen uyuşturucu kullandığı suçlamasıydı. Aklım, mantığım almadı. Bunca iftirayı Ali’ye nasıl yönettiler?”

        2011'DE YARGITAY ÜYESİ OLDU

        Süleyman Pehlivan, FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla Yargıtay’da açığa alınarak haklarında gözaltı ve yakalama kararı çıkarılan 140 Yargıtay üyesinden biriydi. Ali Tatar’ın cenazesinde gözyaşları içerisinde haykıran eşi Nilüfer Tatar “Eşimin katili sensin Süleyman Pehlivan” diye seslenmiş, Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar da kaçak savcıya “Teslim ol. Adil yargı karşısında hesap vermeni istiyoruz. Sana haksızlık yapılırsa karşısına dikiliriz” demişti. Pehlivan, “paralel yapılanmanın kontrolüne geçen” HSYK Genel Kurulu’nun 24 Şubat 2011 tarihli kararnamesiyle Yargıtay’a üye seçilen 160 üyeden biri olarak Yargıtay üyesi oldu. Daha sonra çoğu “çok genç ve mesleki kıdemleri Yargıtay üyeliği için yetersiz olduğu” belirtilen 160 üyeden 140’nın “paralel yapılanma üyesi” olduğu iddia edildi. Darbe girişiminden sonra da o günlerde iddia edildiği gibi bu 140 hâkim ve savcının Yargıtay üyeliği düşürülerek haklarında gözaltı kararı çıkarıldı.

        ENVER ARPALI'NIN KARDEŞİ: AĞABEYİMİN İNTİHARI ŞÜPHELİ

        FETÖ itiraflarıyla gündeme gelen eski Van Özel Yetkili Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın 2005’te usulsüzlük iddiasıyla hazırladığı iddianamenin ardından tutuklanan ve 4 ay sonra cezaevinde intihar eden Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın kardeşi Dursun Arpalı, “Ağabeyim FETÖ terörüne kurban gitti” dedi.

        Van’da 2005’te özel yetkili savcı olarak görev yapan ve Şemdinli davasında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt hakkında hazırladığı iddianameyle büyük tartışma yaratan Ferhat Sarıkaya’nın, YYÜ Tıp Fakültesi’ne 25 milyon dolarlık malzeme alımında yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açtığı davada da cemaatin yönlendirmesiyle hareket ettiğini itiraf etmesi, mağdurların ve yakınlarının tepkisini çekti. 11 Temmuz 2005’te dönemin rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile tutuklanan ve 13 Kasım 2005’te cezaevinde intihar eden Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın ağabeyi Dursun Arpalı, “O cani savcı Pennsylvania’dan aldığı talimatla canımızı yaktı” dedi. Ağabeyinin kurban edildiğini ifade eden Mimar Dursun Arpalı, şunları söyledi: “İhale ile uzaktan yakından alakası yoktu. Ağabeyim çok gururluydu. Kendine yediremedi bu haksızlığı. Gece gündüz ağlardı. Allah o kadar yüce ki evirdi çevirdi planlarını başlarına yıktı. Cezaevindeyken defalarca yazı yazdı. ‘Suçsuzum’ dedi ama kimse dinlemedi. Defalarca tahliye talebinde bulundu ama adamların amaçları ağabeyim falan değil. Dertleri üniversiteyi ele geçirmekti. Ağabeyim için ‘dürüstür’ diye içeri attırıp susturmaya çalıştılar. İntihar konusunda da şüphelerimiz var. İntihar ettiği zaman ayakları yerdeydi. Bir insan ayakları yerdeyken nasıl kendini asabiliyor?”

        DAVA AİHM'DE

        “O savcı hâlâ görev başında” diyen Arpalı, şöyle devam etti: “İnanıyorum ki bu iş çözülecek ve ülkemiz bu hainlerden temizlenecek. Bunlar çok sinsiler. Öyle bir şekilde yayılmışlar ki felaketin eşiğinden döndü ülke. Hakkımızı aramak için gerekli her türlü hukuki işlemi başlatacağız. AİHM’de süren bir davamız var. 11 yıldır yüreğimizi yanıyor. Biz 11 yıldır adalet bekliyoruz. O savcının ceza alması halinde biraz olsun rahatlayabiliriz.”

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa