Manfred Fritz Bajorat adındaki Alman bir maceraperest, Filipinlerin yakınlarında bir yatta ölü olarak bulundu.
Dailymail'in haberine göre balıkçılar tarafından bulunan 59 yaşındaki adamın cesedi, kuru okyanus rüzgarları, yüksek sıcaklık ve tuzlu hava sayesinde bozunmadan mumyaya dönüşmüş.
Alman maceraperest bulunduğunda ölen eşininin masadaki fotoğrafına sarılırken hayatını kaybetmiş ve o halde mumyalaşmış.
Son günlerini yanında bulunan telsiz telefonla yardım arayarak geçirdiği anlaşılan 59 yaşındaki adamın neden ve ne zaman öldüğü şuan için bilinmiyor.
20 yıldır kayıp olmasına rağmen yiyecek stoğu da tükenmemiş halde bulundu.
Ölen adamın aile fotoğrafları
Her yer ceset dolu!Mısır'da bir milyondan fazla olduğu tahmin edilen mumyalanmış insan bedenini içeren bir mezarlık ortaya çıkarıldı.
Bilim insanları Kahire'nin 96 kilometre güneyindeki Feyyum bölgesinde yapılan kazılardan 1700'den fazla mumya gün yüzüne çıkarttı.
Kazıyı yapan çalışma liderinin söylediklerine göre, yerin 23 metre altında bu mumyaların benzerinden bir milyondan fazla var.
Bu mumyalar bin beş yüz yıl önce MS I. ve VII. yüzyıllarda Mısır'ın Roma ve Bizans İmparatorlukları'nın hakimiyetinde olduğu dönemlerde gömüldüğü düşünülüyor.
Mısır'da keşfedilen birçok ünlü mumyalanmış kalıntıların aksine, bu toplu mezarlarda sıradan vatandaşlar farklı olarak kraliyet veya önemli figürler yer alıyor.
Bilim insanlarının bu kadar çok sayıda mumyayı bir arada bulmalarından dolayı şaşkınlığa düştükleri bildirildi. Arkeloglar, Kral Ptolemy II. Phiadelphus'tan sonra Philadelphia olarak adlandırılan kasabanın mezarlığı olduğunu tahmin ediyor.
Araştırmacılar kazıdan 213 santimetreden daha uzun bir adamın mumyasını ortaya çıkarttı.
Kazının proje müdürü olan Brigham Young Üniversitesi'nden Profesör Kerry Mühlestein, "Biz bu mezarlığın içinde bir milyondan fazla mezarın olduğundan neredeyse eminiz. Bu mezarlık çok büyük ve katman katmandır" dedi.
Dünyanın en eski kanser vakası! Rusya'nın Sibirya bölgesindeki 4,500 yıllık iskeletin üzerinde araştırmalar yapan ekip, söz konusu kişinin kanser yüzünden hayatını kaybettiğini saptadı.
Bu buluşun insanlık tarihinin en eski kanser vakası olduğu düşünülüyor. 4.500 yaşında olduğuna inanılan insan kalıntısı üzerinde araştırmalar yapan bir grup bilim insanı, söz konusu kişinin kanserden hayatı kaybetmiş olabileceğini açıkladı.
Kanada'daki Saskatchewan görev yapan araştırmacılar, Sibirya'da bulunan iskeletin insanlık tarihinin en eski kanser vakasına ait kalıntılara sahip olduğuna inanıyor.
Konuyla ilgili ekip adına açıklama yapan Angela Lieverse, elde ettikleri bulguların bugüne kadar belgelenmiş en eski kanser vakası olduğunun altını çizdi.
Söz konusu iskelet üzerinde araştırmalar yapan George Mason Üniversitesi'nden George Mason ve Rus akademisyen Vladimir Bazaliiskii de kanserin izlerini talihsiz adamın kemiklerinde saptadı.
Araştırmada yer alan Lieverse'nin açıklamalarına göre, kanserli hücrenin neredeyse vücudun tamamına yayılması üzerine hayatını kaybeden adam 40 yaşından biraz gençti.
Bilim insanları şok oldu! Çin'de yapılan arkeolojik bir kazıda bulunan 300 yıllık bir mumya, tabutun kapağını açar açmaz, oksijenle temas etmesi nedeniyle yaklaşık 1 saat içinde simsiyah oldu.
300 yıl boyunca korunan mumyanın Qing Hanedanlığı (M.S 1644-M.S 1912) döneminde yaşamış olabileceği belirtildi.
Arkeologlar, erkek mumyanın kıyafetlerinin de bu Hanedanlık döneminden izler taşıdığını belirtti.
Aynı bölgede bulunan 2 diğer iskelet de inceleniyor.
Londra Üniversitesi öğretim görevlilerinden Çin Sanatları ve Arkeoloji uzmanı Dr Lukas Nickes, "Tabutu ilk açtığımızda mumyanın yüzü bembeyazdı.
Ancak bir süre sonra yüzü simsiyah oldu ve vücudundan çürük kokuları gelmeye başladı.
Aslında Çinliler eski Mısır'daki gibi ölülerini asla mumyalamazdı.
Bu kişinin cesedinin neden çürümediğini inceleyeceğiz.
Cesedi korumak için ona özel bir uygulama yapıp yapmadıklarını bilmiyoruz.
Çünkü yakınlarda bulunan iki ayrı cesede ait ancak kemik kalıntılarına rastladık" dedi.
Cesedin, mangal kömürü ile doldurulan tabutun sıkı sıkıya kapatılmasından ötürü içeriye bakteri girmediği ve bu mumyalanmış hale geldiği düşünülüyor.
Geçtiğimiz aylarda Meksika'nın en yüksek zirvesinde iki ceset bulunmuştu. Şimdi de yine aynı zirvede 3.ceset bulundu
Bulunan cesedin kimliği henüz belli değil. Yetkililer bulunan cesedin 1990 yılındaki uçak kazasına ait olduğunu tahmin ediyor.
BUZ ADAM ÖTZİ'NİN SIRRI! - Buz adam Ötzi ile ilgili yapılan son araştırmanın sonuçları ABD'nin saygın bilim dergilerinden "Science"da yayınlandı. Araştırmacılar, Ötzi'nin midesinde ülser ve kansere de yol açabilen Helikobakter pilori (Helicobacter pylori) bakterisini saptadı.
Araştırma kapsamında Ötzi'nin midesi DNA analizine tabi tutuldu. Analiz, 5 bin 250 yaşındaki bakteriye ait verilere de ulaşılmasını sağladı. Hannover Tıp Fakültesi'nden Sebastian Suerbaum, "bakterinin gen analizinde keşfini önemli bir dönüm noktası" olarak tanımladı.
Uzmanların Helikobakter pilori (Helicobacter pylori) bakterisinin varlığını saptaması 1983 yılını buldu.
Bakterinin 100 bini yılı aşkın bir süredir insanlarda yaşadığı tahmin ediliyor. Uzmanlara göre bakteri dünya nüfusunun yaklaşık olarak yarısında bulunuyor. Ötzi'de belirlenen bakteri, tür olarak Orta ve Güney Asya'dakilerin kapsamına giriyor.
Araştırmacılara göre bu özelliği Ötzi'nin bir göçmen olduğuna işaret ediyor. Ötzi ile ilgili son çalışmaya liderlik edenler arasında paleopatoloji uzmanı Albert Zink de yer aldı. Zink, Bozen'deki Mumya Araştırmaları Enstitüsü'nün başkanlığını yapıyor. Paleopatoloji uzmanları, fosil ve kemik kalıntılarını inceleyerek geçmişte etkili olan hastalıkları saptıyor.
Albert Zink, "Ötzi'nin mide mukozasının olmadığı düşünüldüğünde, bakterinin keşfinin ne kadar büyük bir şans olduğu daha iyi anlaşılıyor" dedi.
Ötzi'yi incelemek amacıyla kurulan DNA Laboratuvarı'ndan günümüzde başka projeler için de yararlanılıyor. Ötzi halen İtalya'nın Güney Tirol bölgesinin merkezi olan Bozen (Bolzano) kentinin arkeoloji müzesinde sergileniyor.
Ötzi, 19 Eylül 1991 tarihinde, 3 bin 208 metre yükseklikteki Alp Dağları'nın Tisenjoch mevkiinde dağcılar tarafından tesadüfen bulunmuştu. Ötzi'nin vücudu ölümünden bu yana buzul altında kaldığı için son derece iyi korunmuş durumdaydı.
Ötzi'nin ölümüne omzuna saplanan bir okun neden olduğu, ölümünden kısa süre önce keçi eti yediği belirlendi. Dişlerinin çürük olduğu ve kenelerin ısırmasıyla bulaşan lyme hastalığına yakalanmış olduğu tespit edildi. Vücudunun çeşitli yerlerinde dövme bulunan Ötzi'nin saç ve göz renginin kahverengi olduğunu, kan grubunun ise 0 (sıfır) olduğu ortaya çıkarıldı.