Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Kasımpaşa Galatasaray-Kasımpaşa maçı yazar yorumları - Kasımpaşa Haberleri

        HALİL ÖZER: GOMIS, MARIANO

        Bu maçın tartışmasız iki yıldızı var. Mariano ile Gomis...

        Ben Mariano’nun sağ kanattan ne kadar gittiğini, ne kadar orta yaptığını sayamadım. Belki golde katkısı yok ama rakibi bozma anlamında çok önemli işler yaptı. Veigneau aslında ligin önemli sol beklerinden birisi. Ancak Mariano karşısında çok zorlandı ve aşırı oksijen harcadı. Bence ilk golde de o yüzden topu kaptırdı, kontrol edemedi ve iyi çıkamadı. Mariano’yu kim bulduysa iyi bulmuş.

        Tabii ki Gomis. Son vuruş ve tek vuruş ustası. Aslında Kasımpaşa onu iyi incelemiş. İlk gole kadar da iyi de kontrol etti. Ama ceza alanı içinde gerçek bir gol sihirbazı ile oynamak çok zor. Her türlü vuruşu yapabiliyor. Sağ vuruyor, sol vuruyor, iyi set yapıyor, müthiş pozisyon alabiliyor. Sadece kafa vuruşlarında çok etkili değil. Ama şu ana kadar ligimizin en iyi golcüsü. Böyle devam ederse bu sene gol rekoru kırabilir. Ayrıca en önemlisi tam bir ateşleyici güç. Hem tribünler için hem de takımı için. Bence Muslera’dan sonra Galatasaray yeni bir kaptan kazandı.

        Kasımpaşa bu ligin en önemli ve yenilmesi en zor takımlarından birisi. En ufak bir zaafta cezayı kesebilecek bir takım. Kasımpaşa’ya karşı özellikle savunmada hata yapmayacaksın, iyi mücadele edeceksin.

        REKLAM

        Galatasaray da öyle yaptı. Belki tümünde değil ama en azında 90 dakikanın yarısında müthiş mücadele etti. Her topa Çin ordusu gibi saldırdı. Ndiaye ve Fernando bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji ile oynadı. Galatasaray takım halinde iyi savunma yaptı. Belki çoğu kişi dikkat etmiyor ama Tudor futbolculuğundaki başarılı savunma oyununu teknik direktörlüğüne yansıtmaya başladı. Galatasaray orta alanı, çok rahat bir maç çıkardı. Ama kesinlikle müthiş enerjisinin etkili olduğu bölümleri çok daha fazla sürelere çekmeli. Aksi bir durumda ya da daha kaliteli takımlarla oynarken ve eğer rakibi de iyi pas yapabiliyorsa, baskıyı kırabiliyorsa büyük sıkıntılar yaşayabilir.

        CÜNEYT ÇAKIR

        Bir kere eski Cüneyt Çakır değil. Artık büyükler neredeyse Cüneyt hoca da orada. Çakır bütün avantajları Galatasaray lehine verdi. Onun iteklemesine Galatasaray’ın ihtiyacı yoktu. Bir hakem için sıradanlık, adaleti eşit dağıtamamak en kötü görüntüdür. Daha doğrusu sonun başlangıcıdır. Cüneyt Çakır da o yolda tam gaz gidiyor.

        REKLAM

        TUDOR

        Ligin en tehlikeli takımlarından birisi olan Kasımpaşa’yı çok iyi süzmüş ve ezberlemiş. Takımını da bu maça iyi hazırlamış. Ancak rakip oyuncularla tartışmaya girmesi çok gereksiz ve dışarıdan bakınca hiç hoş gözükmüyor.

        BÜLENT YAVUZ: PAŞA ÇAKIR'LA GÜLMÜYOR

        Galatasaray-Kasımpaşa maçını Cüneyt Çakır yönetti. Geçmiş sezonlara baktığımız zaman Kasımpaşa’nın Çakır ile pek yüzünün gülmediğini görüyoruz. Bu maçta da aynen öyle oldu. Galatasaraylı Gomis’in Veysel Sarı’ya kontrolsüz hareketi kesinlikle faul ve sarı kart olmalıydı. Hakem Çakır bu pozisyonu ‘es’ geçti. Veysel Sarı’nın yüzünde oluşan kan damlacıkları Kasımpaşalılar’ın tepkisine neden oldu. Keza Belhanda’nın yine Olivier Veigneau’nun yüzüne gelecek şekildeki kol hareketi de kesinlikle sarı kart olmalıydı. Hakem bunu da ‘es’ geçti. İşte bu iki hareket Paşalı oyuncuların saha içinde gerilmelerine sebep oldu. Çakır’ın daha dikkatli olması gerekirdi. Yardımcılarının çok iyi olması Çakır’ın adeta can simidiydi. Özellikle Tarık Ongun’un ilk goldeki ofayt yorumu son derece çağdaş ve Avrupai’ydi. Golde kıl payı da olsa ofsayt yoktu.

        REKLAM

        CÜNEYT HAYDAROĞLU: ENERJİ PATLAMASI

        Değişimin bu kadar çabuk etki edeceğini, yeni kurulan kadronun bu kadar uyumlu ve efektif bir görüntü içinde olacağını elbette kimse beklemiyordu Galatasaray için... Yan paslardan ve geriye dönüşlerden; ısıran, saldıran, oyunu her an rakip kaleye yıkmak için uğraşan bir takım haline gelmek, seçilen oyuncu grubunun karakteristik özelliklerinin de bir yansıması... Sadece futbol karakteri değil; bireysel anlamda iş ahlakı ve sorumluluk bilincinin de bu futbolcularda fazlasıyla olması da İgor Tudor’un işini kolaylaştıran önemli bir etken.

        Antalya karşısında dış faktörleri (saha, hava vb...) bir kenara bırakırsak, geri yaslanmanın faturasını 1-1 ile ödeyen Sarı-Kırmızılılar, Kasımpaşa maçına da Kayseri ve Sivas karşısında olduğu gibi “11 aç aslan görüntüsü” ile başladı. Top kendilerindeyken hücumda her türlü varyasyonu deneyen Galatasaray, top rakibe geçtiğinde de anında reaksiyon gösterip rakibe şans tanımadı. Ndiaye’nin oyunu iki yönlü çok iyi oynaması, buna Fernando’nun da tecrübesi ile katkı sağlaması enerjiyi daha da üst seviyeye çekti.

        Gol için Galatasaray, her şeyi yaptı ilk yarıda... Kanatları kullandı, göbekten denedi ama 44’e kadar sonuca ulaşamadı. Bunun iki nedeni vardı. İlki Lacivert-Beyazlı defans oyuncularının oldukça dikkatli oluşu, ikincisiyse Sarı-Kırmızılılar’ın Gomis dışında ceza alanı içinde çoğalamaması. Kanat ataklarından istediğini bulamayan Cimbom’un imdadına bireysel yetenekler yetişince beklenen gol de geldi. Belhanda’nın klas pası sonrası Gomis’in şık çalımı ve golü, oluşan stres bulutlarını da dağıttı.

        REKLAM

        İkinci yarıda Kasımpaşa risk alırken, böylece Galatasaray yarı sahasında daha fazla göründü. Sezon başından beri oynadığı futbolla beğeni toplayan ve cesur bir anlayışla sahaya yayılan Kasımpaşa’nın tüm gayreti dün Galatasaray’a karşı yetmedi belki ama, ne kadar kaliteli bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi.

        79’da gelen Gomis’in golü fişi çekerken, taraftarlar Seyrantepe’de bir kez daha iştahlı bir futbol ve keyifli bir gece yaşadı. 5 maçta 7 gole ulaşan Fransız yıldız da durmayacağını gösterdi. Kapanışı da Sarı-Kırmızı formayla ilk kez Türk Telekom’a çıkan isimlerle yapalım. Galatasaray uzun bir aradan sonra Latovlevici ile gerçek bir sol beke kavuştu. Feghouli de ilerleyen haftalarda takımın gücüne güç katacaktır.

        'AZİZ' OL SERDAR

        Serdar Aziz uzun bir aradan sonra sakatlanmadan bir 90 dakika tamamladı. Bu işin esprisi ama defansta sıfır hata ile oynaması ve bir de asist yapması onun özgüveni açısından önemliydi.

        REKLAM

        'GARRY' VİTESE TAKTI

        Garry Rodrigues lige iyi başladı ancak Kasımpaşa maçında çok top ezdi ve beklentileri karşılayamadı. Belki de Feghouli’nin baskısını üzerinde hissetti. G.Saray adına Tolga ile birlikte takımın iki kötü adamıydı.

        ERHAN TELLİ: ŞAMPİYONLUĞUN 1. KURALI

        Kim olursan ol, eğer şampiyon olmak istiyorsan bu ligde istisnasız bir kural var: Evindeki tüm maçları kazanacaksın...

        Galatasaray için de şampiyonluğa giden yol, önce bu kuraldan geçiyor. Tıpkı eskiden o dilden dile anlatılan ‘Ali Sami Yen cehennemi’nde olduğu gibi, tribünleri tıklım tıklım dolu, tabiri caizse ‘ölüyü bile oynatan’ bu stat ve seyirci ile ligde yenemeyeceğin takım yok. Yeter ki o coşkuyu kaybettirme.

        Antalya’da bocalayan G.Saray, Kasımpaşa önünde yine beklediğimiz o coşkuyla oyuna başladı. Ama açık söylemek gerekirse, devrenin sonuna doğru Gomis’le bulduğu gole kadar, doğru düzgün bir gol pozisyonu da yoktu. Belki Belhanda’nın bir plasesi, o kadar... Onun dışında Rodrigues’le başlamadan kaybedilen pozisyonlar ve Tolga Ciğerci’nin yaptığı basit hatalar... Latovlevici’yi ilk maçında beğendim. Üstelik, yüzündeki o kocaman maskeyle rahatsız bir şekilde oynamasına rağmen hiç sırıtmadı. Linnes bugüne kadar solda iyi iş çıkarmış olsa da, sol ayaklı bir sol bek gerekiyordu...

        REKLAM

        Herkesin çok beğendiği Ndiaye ise bana 3. yıldızın geldiği dönemde Gaziantep’ten transfer edilen Brezilyalı Batista’yı hatırlatıyor. Ndiaye de Batista gibi bitmez tükenmez enerjisi ile rakibi ısırıyor. Üstelik ondan daha teknik. Fernando gibi bir tecrübeyle yan yana oynaması ise en büyük avantajı...

        Belhanda ise hala beklentinin altında çünkü Sneijder’in gölgesinde... Goller attıkça, asistler yaptıkça kendini bulacak, çünkü onda bu kumaş fazlasıyla var. Ama daha çok sorumluluk alması gerekir... Gelelim Feghouli’ye... 4 haftadır oynamayan Latovlevici’ye güvenen Tudor, acaba neden onu oyuna almak için 70’e kadar bekledi, anlamak güç. İkinci yarıya pekâla Feghouli ile başlayabilirdi oysa... Zaten Tudor konusunda beni halâ düşündüren tek şey de bu. Oyunu okumayı, oyuncu değiştirmeyi ve zamanlamasını bir türlü beceremiyor. Şayet Cezayirli oyuncunun hazır hali bu değilse, hazır olduğu halini tahmin edemiyorum. Feghouli çok takımın canını yakar. 20 dakikalık görüntüsü bile bunu anlatmaya yetti de arttı. Şayet Feghouli hazır değilse, tam hazır olduğu halini tahmin bile edemiyorum!

        GOL MAKİNESİ GOMIS

        Gomis ile Galatasaray’ın frekansı tam anlamıyla tuttu... Çalışkan ve en önemlisi de karakterli bir oyuncu. Bunun da karşılığını attığı gollerle alıyor. Aman nazar değmesin.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa