Fenerbahçe - Trabzonspor maçının yazar yorumları

Trabzonspor’un iki uzun stoperi hava toplarını rahatlıkla karşıladı. Dönen topları alamayan Sarı-Lacivertli oyuncular geniş alanda çok fazla koşmak zorunda kaldılar. Favori olduğu maçı kaybeden Fenerbahçe, hatalarını görebilirse şişirilmiş bir balon olmadığını kanıtlayabilir. Elbette şu soruyu sormak herkesin hakkı. 3 oyuncunun olmayışı bir takımı bu kadar olumsuz etkileyebilir mi? İşin özeti, İsmail Kartal ve futbolcular yüksek özgüvenle maça çıktılar. Rakip analizi yapılmadığı gibi, organizasyon çeşitliliğini düşünemediler. Kapanan savunmayı aşmak için gerekli çalışma yapılmamış. Fenerbahçe'ye derslik bir yenilgi...

ERCAN GÜVEN/MİLLİYET: Orta sahadaki dalgakıranı Fred ile dört stoperi “sakata” gelmiş Fenerbahçe, konumu, iddiası ve performansından bağımsız en büyük belalısı, en azimli rakibi Trabzonspor’a nasıl bu kadar kolay teslim oldu Kadıköy’de?

Hançeresi yırtılan 50 bin seyircisi önünde hem de!..Neden durgundu takım? Nasıl ikinci yarının ilk iki dakikasında iki gol yedi? “Büyük kaleci” Livakovic hiç maç kazandıramayacak mı? Niye ilk isabetli şutunu ancak 3 gol yedikten sonra 57. Dakikada attı ligin en iyi futbolunu oynayan takımı? Bunlar 19 maçını da kazanmış Fenerbahçe için doğal mı? Her şeyi Djiku- Becao-Fred eksikliğine bağlamak doğru mu? Yoksa taktik ve motivasyonda mıydı asıl eksik?

SERDAR ALİ ÇELİKLER/HABERTÜRK: İsmail Kartal"ın ilk dalgalı denizde hakimiyetini kaybetmesi çok büyük bir sorundur. Fırtınalarda bu gemiyi nasıl yüzdürecek büyük soru işareti oluşturdu. Bu mağlubiyet baştan sona Kartal'a yazar. Fenerbahçe yönetimi, hakemlerle ilgili mücadelesini yaparken bu mağlubiyetin tamamen, tüm unsurları ile hocasının ve onun ekibinin eseri olduğunu unutmamalı. Hocasına destek olmalı ve ekibine takviye yapmalı.

Trabzonspor oyunu da kazandığı için bu mağlubiyet bu kadar ağırdır. Devre arasında 3 kesin ve net transfer şart. 2 stoper bir de atletik orta alan. Batshu giderse de bir de santrafor.

UĞUR MELEKE/HÜRRİYET: Dün Abdullah Avcı’nın oynattığı doğru oyuna karşı Fenerbahçe’nin karşılık verememesinin birkaç nedeni vardı:

1- Samet-Oosterwolde, Onuachu’yu daha da verimli hale getirecek kadar geride karşıladılar. Öne çıkmadılar.

2- Uğurcan’ın sürekli uzun top tercihi, Fenerbahçe’nin en büyük silahı olan önde baskıyla top kazanma ihtimalini çok azalttı. Bağlantı oyununda da Fred’in yokluğunun hissedildiğini söyleyebiliriz.

3- Fenerbahçe’nin hücumda da garip bir şekilde topu çok fazla havaya kaldırdığı bir gündü. Trabzonspor’un iki stoperi 1,90 civarı. İki ön liberosu 1,90 civarı. Bu kadar uzun bir bloğa karşı Fenerbahçe’nin de topu gereğinden fazla havaya kaldırdığını düşünüyorum doğrusu.

GÜRCAN BİLGİÇ/FOTOMAÇ: Evet; Becao, Djiku veya Fred çok önemli oyuncular Fenerbahçe için. Ama bir Kadıköy gecesinde açık kapanmalıydı. Samet Akaydın bu Mecburi seçimde, yenilen üç golde de hatalardan pay aldı kendine. Livakovic gibi tecrübeli bir kalecinin de özellikle yüksek toplarda daha akıllı olması gerekirdi. Öne geçmek bulunmaz nimetti Trabzonspor adına. Fenerbahçe golleri kaçırırken üstelik. Ama takım olarak sezonun en iyi, en akıllı, en Doğru maçını oynadıklarını gördük.

Fenerbahçe takım olarak buna karşılık verdi, direndi, üç farklı geriye düştüğünde bile vazgeçmedi. Aslında Fenerbahçe'nin iki gollü karşılığı da Mehmet Can'ın hediyesi Olarak notlarda. Hataların maçı olacaktı, Trabzonspor'un "madeni" Daha verimli çıktı. Nerden bakacaksak bilemem ama sezonun en zevkli, keyifli maçını izledik. Hocaların hamleleri, oyun planları, Fenerbahçe yenildi 19 maç sonra. Eeee sıkıntı yok, yola devam…

ERMAN TOROĞLU/SABAH: İnanın iki tarafın futbolcuları da çok iyi niyetliler. Hakem mümkün olduğu kadar gördüğünü çalmaya uğraştı ama haliyle takdir haklarını Fenerbahçe lehine kullandı. Mesela size bir şey söyleyeyim; Osayi'nin sarı kartı var. 90+'da kendini hakemi aldatmaya atıyor ve sarı kart olması gerek ama yok. Aynı Osayi bir pozisyon sonra çok etkili pozisyonda topu çıkarıyor. Ama inanın bu maçın salimen bitmesi için inanın dua ettim. Buradaki en masum insanlar futbolcular.

Onlar Türkiye'deki bu pisliğe uymadılar. Futbolumuz bataklık. Burada ne anlatsam boş. Fenerbahçe çok iyi gidiyordu, bir yerde tökezleyecekti. Bunun da nedeni sakatlıklar. Trabzonspor'un bildiğimiz bir Fenerbahçe takıntısı var. Onlar için rakibini yenmek önemli. 26 yıl sonra bunu başardılar. Trabzonspor galibiyeti hak etti. Böyle bir ortamda böyle bir mücadeleyi tebrik etmek lazım. Merak ediyorum, bu maçları bu hale sokan ahlak noksanı insanlar ne diyecekler?

ÖMER ÜRÜNDÜL/SABAH: Ben Fenerbahçe ile ilgili 8 haftadır görüş bildiriyorum ve eleştiriler alıyorum 2 kulvarda da bu kadar büyük seriye sahip takımı nasıl eleştirirsin diye. Ama benim bir futbol görüşüm ve erken önemli teşhislerim vardır. Futbolcuları da çok iyi tanırım. Defalarca yazdım, söyledim Fenerbahçe'de fizik açıdan görevler paylaşılmıyor dedim. Sağlam, güçlü bir geri dörtlü ve önlerinde İsmail ağır yükü çekiyorlar, öndeki çok kaliteli yabancılar da işi bitiriyorlar ama oynanan rakipler güçlü değil ve bilhassa yabancı oyuncularda belirgin bir fiziki düşüş var dedim.

Fred'i, Manchester'da çok seyrettim bu benim tanıdığım Fred değil dedim. Tadic gibi önemli bir kalite artık 20 metrekarede yürüyerek oynuyor dedim. Çok önemli santrfor Dzeko da, İnter'deki gücünden sürekli kaybediyor dedim. İsmail Kartal'ın kondisyon idmanlarına ağırlık vermesi ve oynayan önemli isimleri gereksiz yere dinlendirip rahatlığa sevk etmemeli dedim. Geçen hafta Pendik maçında 3 sakat verildi. Stoper bölgesi çöktü. Tadic, Dzeko ve Szymanski'nin fiziksel sıkıntıları diri ve motive Trabzonspor karşısında net bir şekilde görüldü. Bu arada İsmail Kartal yalnızlıktan sinirlenen İsmail'i sarı kartı varken sahada tutarak büyük bir hata yaptı. 2 farklı yenikken Samet'i neden çıkarıyorsun? İsmail'i çıkarmalıydı.

AHMET SELİM KUL/HABERTÜRK: Fenerbahçe camiası, Pendikspor maçında yaşanan sakatlıklarla başladığı Trabzonspor maçı haftasını genelde depresif bir tavırla geçirdi. Büyük maçlara camia olarak iyi hazırlanmak gerekirken Fenerbahçe sanki tarihinde ilk kez şampiyonluk mücadelesi veren bir camia gibi “Biz çok şanssızız, her kötü şey bizim başımıza gelir” gibi pesimist haz veren cümlelerle geldi kritik karşılaşmaya. Bu tavır, “Takıma inanıyoruz, güveniyoruz” cümlelerinin slogandan ibaret olduğunu iç sahadaki bir maç öncesinde kanıtlamış oldu. Nitekim bu durum takıma da sirayet etmiş olacak ki basitten kaçıp en zorları deneyerek gergin ve tecrübesiz bir görüntüyle başladı maça Fenerbahçeli oyuncular.

Devre arasında tüm Türkiye’de milyonlarca farklı hikaye yazmıştır ikinci yarı için. Ama kimsenin hikayesinde böyle bir başlangıç yoktur. Devre arasından böyle dönmek şu ana kadar harika bir iş çıkaran fakat gecenin hayal kırıklığı performans sergileyenlerinden olan İsmail Kartal’ın nakavt olması anlamı taşıyordu. Bu andan itibaren maçın geri kalanı ise artık prosedüre dönen dakikalardan ibaretti.