Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Turizm Gönülçelen İzmir GALERİ - Turizm Haberleri

        İster Sefarad mutfağından izler taşıyan esnaf lokantalarını isterseniz de gevrekli, boyozlu kahvaltılarını ya da rakılı, mezeli gecelerini mercek altına alın. Dönüşte kalbinizi İzmir'de bırakacaksınız.

        Dört mevsim denizin güneşle oynaştığı, sakinlerinin imbata aldırmadan kordonda bira patates keyfi yaptığı, İzmirli olun olmayın sevmek için rahatlıkla bir bahane bulabileceğiniz bir şehir burası. Bilen bilir, İzmir'in farklı bir kokusu ve dokusu vardır. Bağrında beslediği farklı yaşamların dinamiğini maharetle hazmetmiş. Bu da İzmir'e bildiklerinizden farklı bir ahenk içinde, çokrenkli, dilli ve dinli bir yaşam getirmiş. Tüm bunlar kaçınılmaz olarak mutfağa bir ruh katmış, bu yüzden de İzmir mutfağını sadece Ege mutfağı diye sınırlamak olmaz. 15. yüzyılda İspanya'dan gelip Osmanlı topraklarına yerleşen ve Sefarad diye adlandırılan Musevilerin; Tanzimat Dönemi sonrası ticaret yapmak için Avrupa'nın çeşitli yerlerinden gelerek Anadolu'nun büyük liman kentlerine yerleşen Levantenlerin; I. Dünya Savaşı sonrası Balkanlar'dan gelen Boşnakların; Selanik ile Girit, Midilli, Sakız, Susam gibi adalardan gelen mübadillerin mutfaklarıyla Ege'nin yöresel mutfağının harmanından eklektik bir sonuç ortaya çıkmış. Ve yüzyıllardır bu toprakların vazgeçilmez geleneği olan zeytinyağı da İzmir mutfağının başına taç olmuş.

        FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN

        Akşam saatlerindeki yoğun trafik, İstanbul'daki gibi stresli değil; şehre kaotik bir hava getirmiyor, insanlar telaşsız. Ancak İzmir'deki rahat tempoya aldanmayın. Enerjisi yüksek bu şehirde herkes, hayatı sindirerek ve hakkını vererek yaşıyor. Sonuçta Makedon Kralı İskender, Smyrna'yı (İzmir'in eski adı), rüyasına giren Nemesis'in (intikam tanrıçası) burada yaşayacaklara daha fazla mutluluk vaadi üzerine kurmuş. Bugün ehlikeyif ve muhabbet sever İzmirliler daha fazla mutluluk getiren bira-parmak patates ya da rakı-balık ikililerine Kordon'da kavuşuyor. Son yıllarda şehirdeki balık lokantası kültüründe de değişimler göze çarpıyor. Kordonda 'balık pişiricileri' diye adlandıran bir dizi balıkçı mevcut. Buralarda az meze, bol balık mantığı hâkim. En tazesinden balık, salata ve kalamar üçlemesi herkesin ilk tercihi. Genel tavsiye üzerine Veli Usta'ya doğru yol alıyorum. Kış ortası baharı yaşayan İzmirlilerden kimi öğle molasında, kimi eş dost yemekte; aşikâr olan şu ki herkes keyifte. Çipura, levrek vitrinden göz kırpıyor, ama mevsim itibariyle bolca dilbalığı var. Veli Usta'da dilbalığının önce derisi soyulup kılçıkları ayıklanıyor. Sonra her bir balıktan dörder adet fileto çıkarılıyor. Filetolar tuz ve limon suyuyla harmanlanıp birkaç saat dinlendirildikten sonra 65-70 grama denk gelene kadar üst üste konarak rulo yapılıyor. Bir tane şişe, aralara domates ve yeşilbiber koymak kaydıyla dört rulo diziliyor. Dilbalığı ruloları kömür ızgarasında kurumayacak şekilde pişirilip birer lokum parçası olarak önünüze getiriliyor. Izgara bebek kalamarlarsa yumuşacık. Üzerlerine sızma zeytinyağını gezdirip ağzıma atıyorum.

        Food&Travel

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa