Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para En güvenilir yatırım aracı Türk Lirası - Makro Ekonomi Haberleri

        Tam 25 yıllık bankacı. Anlayacağınız bu konuda bir derya. Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Yunus Nacar’la berber muhabbeti yaptık.

         Bankacılığa ne zaman başladınız?

        Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler’i bitirdikten sonra yedi yıl Maliye Bakanlığı’nda çalıştım. Oradan ayrılıp Işıklar Holding’te denetim kontrol müdürü olarak görev yapmaya başladım. Özel sektöre geçişim bu şekilde oldu. 1985’te Türkiye’de özel finans kurumları kurulmaya başladı. Ben de Işıklar Holding’ten Faysal Finans’a geçtim. 33 yaşında genel müdür yardımcısı oldum. 1985 meslek hayatımda benim için bir dönüm noktasıdır. O yıl bankacılığa adım attım. 1989’da Faysal Finans’tan ayrılıp Kuveyt Türk’e geçtim. 1999’a kadar orada çalıştım. Son dört yıl Kuveyt Türk’ün genel müdürlüğünü yaptım.

         Şu andaki patronunuz Boydak’larla nasıl tanıştınız?

        Kuveyt Türk’te çalışırken Boydaklar müşterimdi. Mustafa Boydak ile tanışıyorduk. 1999’da Anadolu Finanas’ı aldıktan sonra “Gel beraber çalışalım” dediler, 12 yıl oldu. Birlikte 2001 krizi dahil çok büyük badireler atlattık. 2001 yılında yaşananlar finansal ve reel sektöre aşı oldu. O aşı sayesinde 2008-2009 krizini çok rahat atlattık. Çok etkilenmedik. Bugün finansal kriz bizi teğet geçti diyorsak, 2001 yılında olduğumuz aşı yüzündendir. Krizi önceden gördük. 2005’te Ülker Grubu Faysal Finans’ı satın aldı, aynı yılın temmuz ayında da Ülker ve Boydaklar bankaları birleştirdi. Türkiye Finans Katılım Bankası doğdu. Bir şey anlatayım, 2005 Mayıs ayıydı. Mustafa Boydak’la Hacı Boydak Kartal’daki genel müdürlük binamıza geldi. “Murat Ülker bizimle görüşmek istemiş. Bir malumatın var mı” diye sordular. “Ben bugün bir rüya gördüm, büyük bir olimpik havuz yapılmış, pırıl pırıl. Ben de o havuzun yöneticisiydim ve bu işten de çok keyif alıyordum” diye anlattım. Sonra da Murat Bey, “Bankaları birleştirelim, daha büyük bir havuz oluşturalım” diye teklif getirecek. “İnşallah bu havuzun yöneticisi ben olacağım” dedim. “Nereden çıkarıyorsun bunu” deyip görüşmeye gittiler. Ertesi gün “Böyle bir teklif geleceğini nereden bildin” diye sordular. Ben sadece bir rüya gördüm, yorumladım. Gerçekten de rüyamda gördüğüm şeyler oldu. Bana da “Al iki bankayı tek genel müdürlük çatısı altında birleştir” dediler. Anadolu Finans’ın ve Family Finans’ın 55’er şubesini birleştirip altı ayda Türkiye Finans Katılım Bankası’nı oluşturduk.

        BANKA, DERENİN TAŞI İLE DERENİN KUŞUNU VURUR

         Katılım bankası ne demek?

        Tabiri caizse banka, derenin taşı ile derenin kuşunu vurur. Bu şu manaya gelir: banka vatandaşın tasarruflarını toplar, yine vatandaşa kullandırır ve aradan kârını alır. Biz de diğer bankalar gibi mevduat, fon topluyoruz, kredi kullandırıyoruz ama parayı toplarken “Al sana şu kadar faiz” demiyoruz. Biz “Şükrü Dudu, bana yüz lira vereceksin, bunu piyasada kullandıracağım. Buradan elde edeceğim karın yüzde 80’ini sana vereceğim yüzde 20’sini ben alacağım. Zarar edersem yüzde 80’i sana yüzde 20’si bana ait” diyorum. Faizli sistemle faizsiz sistem arasındaki temel fark bu.

        Benden 100 lira aldınız diyelim, ana paraları nerede değerlendiriyorsunuz?

        Sistemimizde finansal kiralama dediğimiz leasing var. Malı alıyorum, 60 ay vadeli kiralıyorum. Biz bir malı alıp satmak zorundayız. Finansal yöntemimiz mala dayalı. Sistemimizin özü bu. Ticarete dayalı, para al ver olayı değil.

         Peki bugüne kadar zarara uğrayan oldu mu?

        100 iş yapmışsak üçü zarar edebiliyor. Ama müşteriyi gerçekten zarar uğratmam bir milyar TL’lik havuzun tamamını batırmam lazım. Türkiye Finans olarak batırdığımız rakam yüzde üç, bankacılık sektöründe baktığımızda bu rakam yüzde beşler seviyesinde. Yani biz iyi durumdayız. Bizim en önemli özelliğimiz parayı iyi yönetmek.

         Borsa’da kâğıt alıyor musunuz?

        Biz almıyoruz ama müşterilerimize belli bir indeks oluşturup kâğıt almalarına aracılık ediyoruz. Bir yenilik yaptık, BES diye bir bireysel emeklilik sigortası çıkardık. Türkiye’de ilk kez faizsiz enstrümanlarla oluşturulan bireysel emeklilik sigortası kuruldu.

         Araplarla ortaklığınız nasıl gidiyor?

        İşinizi iyi yapıyorsanız, Arap’la da aranız iyidir, Türk’le de. Önemli olan işi iyi yapmak. Biz işimizi iyi yaptığımız için Araplarla aramız gayet iyi, ama biz işi bozarsak onlarla aramız da bozulur. Şu an Suudi Arabistan’ın devlet bankası NCB Bank yüzde 65 hissedarımız. Yönetim kurulunda da bu ağırlıkta varlar. Boydaklar yüzde 22’ler seviyesinde, yüzde 13’ler seviyesinde Ülker grubu var. Ortaklarımız uyum içerisinde. Genel müdürlük yöneticileri olarak bizi en çok rahatlatan olay bu. Mustafa Boydak da bankanın 12 yıllık yönetim kurulu başkanı.

         “Ben yöneteyim” demiyorlar mı?

        Sermaye sahibi, bankasının ne kadar iyi yönetildiğine bakar. Mustafa Boydak, Türkiye’yi tanıyan, sanayi odaları başkanı olması sebebiyle yerel sektörde çok büyük hakimiyeti olan bir insan. Mustafa Bey onlar için bir şanstı. Onlar da üç yıldır bu şansı çok iyi kullanıyor.

         Arap sermayesi Türkiye’ye girdi mi?

        Türkiye’ye ilk sermayeyi 1985’te Suudi Prensi Muhammed Faysal getirdi. Arkasından Albaraka grubu geldi. Bunların hepsi kalıcı sermaye. Ardından Kuveyt Türk kuruldu. Sadece bizim ortaklığımız Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’ne 2008 yılında 1.4 milyar dolar para getirdi. Tabii ki para getiriyorlar. Ama bütün mesele şu: Türkiye’nin biraz daha istikrarlı olması lazım. Önümüzdeki dönem Türkiye - Suudi Arabistan ilişkileri açısından çok daha parlak bir olacak.

         Türkiye’de neleri satın almak istiyorlar?

        Reel sektör ilgi alanlarında. Türk Telekom’u aldılar biliyorsunuz. Gayrimenkul yatırımlarıyla da ilgililer. Toyota’nın Türkiye’deki pazarlama şirketini Araplar aldı. Bunların yanı sıra Türk inşaat şirketleri de Suudi Arabistan’da, Körfez’de inanılmaz işler aldı.

         Katılım bankasına yatırım yapıyorlar mı?

        Ortağımızla ilişkilerimiz sermaye ve muhabirlik ilişkisi. Bankayı aldıklarında 200 milyon dolar parayı sermaye olarak koydular. Bundan sonra da ihtiyacımız olan her parayı koyarlar. Bu konuda tereddütümüz yok.

         Türkiye’nin ekonomisini nasıl görüyorsunuz?

        Türkiye 2008 - 2009’da küçüldü, şimdi de büyüyor. Dünyanın çok büyük bir ekonomik mücadelenin içinde olduğu dönemde gerçekten iyi bir durumdayız. Genel verilere baktığımızda enflasyonumuz, kredi maliyetleri iyi. Bankalarımız sistem içerisinde sağlıklı, reel sektör istediği kredileri bankalardan alabilecek durumda. Tükiye’nin önünde problem görünmüyor. Finansal sektörde doğacak bir kriz yok. Çok iyi olabileceğimiz dönemlere doğru gidiyoruz. Benim Türkiye ile ilgili tek endişem var ; önümüzdeki dönem olacak en büyük kriz hiç tereddütsüz İstanbul depremi olur.

         Avrupa’ya gitmeden Avrupalılaştık...

        Öyle oldu. Eskiden sosyal-siyasi normlarımız daha hukuki olsun, ekonomik olarak gelişme sağlayalım diye Avrupa’ya gidilirdi. Krizde Avrupa’dan daha iyi olduğumuzu gösterdik.

        Gayrimenkule de yatırım yapılabilir

         Parası olan için en iyi yatırım aracı nedir?

        Borsa biraz uzmanlık işi. Girmek isteyen varsa önce bir aracı kuruma gitsin. Ama bugün borsadan çok büyük kazanç elde etmek zor. Dolar ve euro’yu etkileyen çok faktör var. Her şeye rağmen, emin alan Türk Lirası mevduatı. Prof. Dr. Deniz Gökçe hoca hep şunu söyler: “Ben her zaman TL’de kaldım, hiçbir zaman da zarar etmedim.” Gayrimenkule de yatırım yapılabilir. Ama bunlar uzun vadede düşünülen yatırımlar. Kısa vadeli yatırım için Türk lirası mevduatı en iyisi.

        ŞÜKRÜ DUDU- GAZETE HABERTURK- HT CUMARTESİ

        sdudu@htgazete.com.tr

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa