Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para "Küresel türbülansı en az etkiyle aşacağız" - Makro Ekonomi Haberleri

        Erdoğan şöyle konuştu:

        "Bugün ülkemiz açısından tarihi bir an yaşıyoruz. Paramızdan 6 sıfır atma aşamasına çok yaklaştık. 1 Ocak 2009'da paramızın başına geçici olarak koyduğumuz Yeni ibaresini kaldırıyor, yenilenmiş, itibarı ve değeri artmış Türk Lirası'na dönüyoruz. Bugün paraları tanıtım amacıyla bir aradayız. Türkiye geçtiğimiz yıllarda ağır enflasyon baskısına uğradı. 1985'te yıllık enflasyon yüzde 44, 1990'da yüzde 60'ı gördük. 1994'te yüzde 125'i gördük. 2002'de yıllık enflasyon yüzde 30 düzeyinde seyrediyordu. Dünyada eşine az rastlanır bu enflasyon rakamları sosyal hayatımızı da etkiledi. Başka yoksulluk, işsizlikte eşitsizlik olmak üzere, siyasi ikstikrarsızlığa kadar derin izler bıraktı. 1980'lerden itibaren seçime giren her parti enflasyonu en ciddi sorun gördü. Onunla mücadele etti. Ama bununla başarısız mücadele etti. 2002'den itibaren biz enflasyonla mücadelede sıkı bir politika izledik. Para politikalarımız neticesinde enflasyonda hızlı bir düşüş kaydettik. 2004 sonunda enflasyonu tek haneli rakamlara çektik."

        - "ENFLASYONU KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ" -

        Enflasyonun sürekli kontrol altında tutulduğunun altını çizen Başbakan: "Şu anda dünyadaki enflasyonda kısmi bir yükselme söz konusu. Bizde de siyasi nedenlerle kısmi bir yükselme olsa da yaşanan iç ve dış olumsuzluklara rağmen enflasyonu kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. Yüksek enflasyonun olumsuz etkileri para birimimiz üzerinde oldu. Fiyatların arttığı ortamda paramız değerini kaybetti. 95'te 1 milyon TL ile tanıştık, 1997'de 5 milyon TL ile tanıştık. Örneğin bir milyon. Yanında 6 tane sıfır. Bu bizim için düşündürücüydü. 1999'da 10 milyon TL'ye bakıyoruz. Burada 7 tane sıfır vardı. Ve nihayet 2001'de 20 milyon TL ile tanıştık. 7 sıfıra devam ettik. Bu en fazla sıfırı olan paraların arasında yer alıyordu.Sıfırlar arttıkça paramız değerini kaybetti. Ülkemize gelen turistler gördükleri manzara karşısında şaşırıyordu. Yurtdışına çıkan vatandaşlarımız paralarını kimse görmesin diye saklıyordu. Maaşını alan vatandaşlar hemen döviz bürosuna koşuyordu. Bütün vatandaşlarımız döviz bürolarına abone olmuştuk. Bazı ülkelerde kim milyoner olmak ister yarışmalarında bol sıfırlı banknotlarımız kullanılıyordu. Bunlar ağır ithamlardı. Türk Lirası'na özel hesap makineleri, benzin pompaları üretiliyordu. Bugünleri geride bıraktık. Paramızdan 6 sıfır atmaya karar verdik. Bugün operasyonu nihai aşamaya getirdik. Bizden önceki hükümetler enflasyonla mücadele edemedikleri için paralara sıfırlar eklenmişti. Biz 6 sıfırı atacağız dediğimizde inanmamışlardı. İlk önce kanunu çıkardık. O andan itibaren operasyonu başlattık. Geçiş süreci olarak YTL ifadesinin kullanılmasının ardından yeniden TL'ye dönülmesini kararlaştırdık. 1 Ocak 2005'ten sonra MB yeni paraları tedavüle sürdü. Hiçbir sorunla karşılaşmadan önemli operasyonu tamamlayarak bu aşamaya geldik. Artık, Yeni ibaresini kaldırıyor, TL'ye dönüyoruz. Bakanlar Kurulu kararı aldı, Merkez Bankası çalışmalara başladı" şeklinde konuştu.

        - OLUMSUZ SENARYOLAR ÜRETİLDİ -

        YTL'ye hazırlık aşamalarında birçok olumsuz senaryonun üretildiğine dikkat çeken Başbakan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Enflasyon yükselecek, karmaşa yaşanacak, fiyatlar yükselecek dediler. Tüm bu senaryolar boşa çıktı. YTL çok hızlı biçimde kabul gördü. Bu karamsar senaryoların hiçbiri gerçekleşmedi. Operasyonu titizlikle yürüttük. Çok sayıda söylenti de ortaya atıldı. Üzerlerindeki resimlere, yazılara ilişkin dedikodu üretildi. Bu dedikodular basında yayıldı. Benzer olumsuz senaryoların Türk Lirası'na geçiş sürecinde de olduğunu söylüyoruz. Bizim ve Merkez Bankası'nın açıklamaları dışında kimseye inanılmaması gerektiğini belirtiyorum."

        -"1 OCAK 2009'DA YENİ PARAMIZI KULLANMAYA BAŞLAYACAĞIZ"-

        Yeni paraların 1 Ocak 2009'dan itibaren kullanılmaya başlanacağını ifade eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Görme engelli vatandaşlarımızın çok daha kolay biçimde kullanabileceği bir banknot ve madeni paralar ortaya çıkartılmıştır. Bu vesileyle bu tasarımları, basımı gerçekleştiren arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

        1 Ocak 2009'da itibaren bu paraları kullanmaya başlayacağız. Değerlerde değişiklik olmayacak. Paramızın ismi ve tasarımı değişiyor. 1 yıl boyunca hem YTL hem de TL kullanacağız. 1 yıldan sonra TL'ye tamamen döneceğiz. TL'ye dönüşte tasarım dışında başka bir zorluk görünmüyor. Vatandaşımız YTL'ye dönerken zorlanmıştı ama TL'ye dönüşte bir sorun olmayacaktır.

        TL bol sıfırları nedeniyle uluslararası işlemlerde kullanılmıyordu. 6 sıfır atılınca kullanıldı. Paramız itibarını yükseltti. 2008 Temmuz ayı sonunda dolaşımdakş banknot oranı olarak yüzde 117 oranında arttı. Emisyon hacmi arttı, dövizin ağırlığı azaldı. Bize gelen Türk Lirası çok değerli diyor. Türk Lirası artık uluslararası bir para birimi oldu."

        -"VATANDAŞ TÜRK LİRASI'NI GÖĞSÜNÜ GERE GERE TAŞIYOR"-

        "Vatandaşım cebinde Türk Lirası'nı göğsünü gere gere taşıyorsa biz mesafe aldık. 6 sıfır atılması ülkemizde olumlu etki bıraktı. Beklentiler iyimser bir hal aldı. Yatırıma ve üretime olumlu etki yaptı. Para politikasında en küçük bir tavize sıcak bakmadık, bakmıyoruz. Kronik sorunların geri gelmesine müsama göstermedik, göstermeyeceğiz. Türkiye başarılı sürecini devam ettiriyor. Makro ekonomik değerlerimiz güçlü bir yapı arz ediyor. 90'lı yılların krizlerinden ders çıkarılmadığı için 2000'li yılların krizini yaşadık. 2000'li yılların krizinden ders almamış olmasaydık şu anki kriz bizi de vuracaktı. Ama şimdi biz bu krizden en az etkilenen ülkelerden olacağız. Gelişmeleri an ve an takip ediyoruz. Önlemleri alıyoruz. Küresel türbülansı en az etkiyle aşacağız, Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokacağız.

        Türk Lirası'nın ülkemize milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum."

        - YABANCI MERKEZLİ BANKALAR SORUNU-

        "MUDİLER RAHAT OLSUN, SIKINTI YOK"

        "Bildiğiniz gibi bu bankaların tamamı BDDK'nın kontrolünde. Ve gerek Fortis olsun bu bankalar da takip içindeler. BDDK ilgili banka yöneticileriyle görüşüyor. Burada sıkıntı yok. Bu sıkıntılar aşılacaktır. Mudileri rahat olsun. Ülkemizde yabancı bankalar BDDK'nın kontrolü altında. Bizim bankacılık sistemimiz 2000'li yıllarda yaşanan atmosferi yaşamayacak. Eskiden kredilerde risk vardı. Şimdi bu riskler söz konusu değil. Bizler de yakından takip ediyoruz. BDDK işi tavizsiz takip ediyor. Rehavete kapılmayacağız o şüphesiz ama böyle bir sıkıntı yok."

        -"ZİRAAT BANKASI'NIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ GİBİ BİRŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL"-

        "Her sistem süreç içinde kendini günceller. Komünizmin de kendini güncelleyemediği için çöktü. Kapitalizm kendini güncelliyor ya da güncellemiyor. Biz kendimize bakmalıyız. Kendi ekonomimizin durumu, yapısı nasıl? Burada bir yapı oluşturduk. Ve sosyal adalete dayalı bu yapıda sağlam bir bütçe oluşturmanın gayreti içinde olduk. Rezervlerimiz sağlam. Türkiye'nin yüksek bir rezerve sahip olduğunu görüyoruz. Türkiye'yi rahatlatan bunlar bizi en az risk altına sokan ülkeler arasına soktu. Sermaye yapısı da 2000'li yıllardaki gibi zayıf değil. Önüne gelene 'gel banka kur' diyen bir yapı yok. Bunlar ne durumda olduğumuzu gösteriyor. Aslında az önce konuşmamda da vurguladım. Eskiye oranla daha korunaklı bir bankacılık yapımız var. Diğer ülkelerle ciddi farkımız var. Mortgage sistemi Amerika'yı nereye getirdi bakın. Biz olaya sadece Mortgage ile yüklenmedik. Biz onu da getirdik ama biz o işi toplu konut idaresiyle adeta sigorta ettik. Dar gelirli vatandaşım için alternatif ortaya koyduk. 320 bin konut inşaası var. 200 bini aşkın olan sahiplerine verildi. Bizi etkilemedi. Bizim konumuz tabii ki makro ekonomik ve finansal istikrarı korumak sağlamaktır. Çekler meselesi var. Banka matikler, kredi kartları, tüketici kredileri üzerinde durmak suretiyle buralardan bizlere zaaf belirtileri doğmasın istiyoruz. Bunun için de arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürecektir. Ziraat Bankası'nın özelleştirmesiyle ilgili birşey söz konusu değil. Böyle bir durumda Halk Bankası'nın özelleştirilmesinin de zamanı değil. Bu noktada da dikkatli olmak zorundayız."

        - MALİ DİSİPLİNE DEVAM -

        "Cari açık nereden kaynaklanıyor? İhracat ithalat arasındaki makastır. Bunun değerlendirmesini yaptığımızda, ithalatımızın ağırlığı nerede ona baktığımızda enerji ve yatırıma atılan adımları görüyoruz. Bu zaman zaman birinci el zaman zaman ikinci el oluyor. Makine konusunda ithalat görüyoruz. Şu anda ithalat konusunda ciddi bir aşamadayız. Daha çok kendi bünyemizde enerjiye yönelik neler üretilebilir ona bakıyoruz. Nükleer enerjiyle, yenilenebilir enerjiyle ilgili adımlar attık, atıyoruz. İthalata dayalı enerji konusunu ne kadar azaltırsak, açık kapanacaktır. Sanayi ve teknolojide gelişmekte olan bir Türkiye ne yapacak? Hidroelektrik, nükleer, elektrik enerjisi, termik santraller açmalıyız. Bizim petrol kuyularımız yok. Bilen bilmeyen, neden zam geldi diyor doğalgaza. Bu dışa bağlı birşey. İhracatımızın ithalta göre fazla olması, bunu başarma halinde olumlu neticeyi yakalayacağız. Turizmde olumlu neticeler var. Şu andaki gelişmelere göre beklenen 25 milyon turisttir. Bunlar da açığımızı kapatıcı tedbirlerden biri. Mali disipline devam edeceğiz, cari açıkla ilgili söylüyorum. Enerjiyle ilgili çalışmalarımız devam edecek. Harcamalarımızdaki tasarrufa dikkat edeceğiz. Tüm kurumlarımız da dikkat etmeli. Ülkemizin rekabet gücünü artıracağız. Açığı daha da kapatacağız. Ekonominiz güçlüyse, yere sağlam bakıyorsanız bunu ürkütücü göstermek olmaz."

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa