Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Fatih Altaylı'nın yazısı: Mütevazı patronun makam aracı - İş-Yaşam Haberleri

        Yeni Ford Mondeo’yu ilk kez bir kaçyıl önce bir fuarda gördüm.

        Uzaktan bakınca, “Acaba Aston Martin’in 4 kapılı modeli bu mu?” diye düşündüm.

        Ön ızgaranın bire bir Aston Martin’in önüne benzemesi, basık ve keskin hatları bende bu izlenimi uyandırdı.

        Sonra bir de baktım ki Ford’un standında duruyor.

        Konsept bir otomobil zannederek yanına gittim.

        Bir de baktım, “Mondeo” imiş.

        Otomobili anlatmak için yanıma gelen Ford yetkililerine “Aston Martin’le Ford yolları ayırdı ama galiba dizaynır Ford’da kaldı” dedim.

        Güldüler.

        Bana göre yeni Ford Mondeo’da kesinlikle Aston Martin’in efsane dizaynırı Ian Callum’un parmağı var gibi duruyordu.

        Ama biliyordum ki Ian Callum, Ford’a geçmemişti, hatta o günlerde Jaguar’a geçmişti veya geçmek üzereydi.

        “Hayır” dedi Ford’cular. “Ian Callum’la otomobilin alakası yok.”

        “O zaman Moruy Callum çizmiştir” dedim.

        TASARIMI MURAT GÜNAK’IN

        Moruy Callum, Ian Callum’un kardeşi ve Ford’un dizayn bölümünün müdürü.

        Sonunda öğrendim ki yeni Ford Mondeo’yu bir Türk çizmiş.

        Murat Günak.

        O da otomobil dizayn dünyasının önemli isimlerinden.

        Ben tanıdığımda Peugeot’nun dizayn bölümü başkanıydı.

        Sonra Mercedes, Volkswagen, Chyrsler derken şimdi Ford’da. “Yeni Mondeo onun eseri. Ford Mondeo’yu kapımın önüne bıraktıklarında biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.

        1.5 litrelik küçücük Ecoboost motorlu koca bir otomobil geldi. “Bu motor bu otomobili nasıl götürecek?” diye merak hatta kaygıyla direksiyona geçtim.

        Yeni Ford Mondeo’nun içine oturunca bunun bir Mondeo’dan çok Ford’un artık üretmediği ama bana göre şahane bir otomobil olan Ford Scorpio’ya benzediğini fark ettim.

        İçindeki ilk izlenimim çok olumlu oldu. Göstergeler çok şık, koltuklar rahat, iç mekân çok çok geniş. Orta konsolda kocaman dokunmatik bir ekran.

        Sony tarafından yapılmış oldukça iyi ve kullanışlı bir ses sistemi. Microsoft tarafından geliştirilmiş bir on board bilgisayar ve çok kolay ulaşılabilen fonksiyonlar.

        Bir Mercedes S Klasse veya 7 serisi bir BMW’de ne varsa hepsi Mondeo’da mevcut.

        Şerit tutma asistanı, kör nokta uyarı sistemi, aklınıza gelebilecek her şey ve bunlar direksiyondaki tuşlardan çok rahatça kontrol edilebiliyor. Ne yazık ki elektrikli olmayan koltuğu ayarlayıp sürüş pozisyonuma getirdim. Ön koltuk çok rahat ve benim gibi 1.88 boyunda, oldukça uzun bacaklı birinin bile rahat bir sürüşüne izin veren bir konfor sağlıyor.

        Yeni Mondeo dışarıdan olduğu kadar içeriden de güzelleşmiş. Malzemeler kaliteli. Bu arada kumaş koltukların deri koltuklardan çok daha rahat olduğunu bir kez daha anlıyorum.

        Ford Mondeo’nun arka koltuğu da çok rahat. Geniş bir diz mesafesi sağlıyor. Elle açılıp kapatılan yan perdeler var. Bagaj ise devasa. Eski Amerikan otomobillerinin içine küçük bir otomobil alacak büyüklükteki bagajlarını hatırlatıyor.

        MAALESEF ÇOK TÜKETİYOR

        Şunu da söylemeden geçmeyeceğim. Mondeo’nun 1.5 litrelik küçük motoru yakıt tüketimi konusunda o kadar da küçük değil.

        100 kilometrede yaklaşık 12 litre tüketiyor. Çünkü sonuç olarak fiziksel bir gerçek var. Belirli bir ağırlığı belirli bir yerden belirli bir yere götürmek için gereken enerji belli. Bu enerjiyi sağlamak için gereken yakıt miktarı da belli.

        Yani küçük motor size hem alım satımda hem de MTV’de vergi avantajı sağlıyor ama yakıt konusunda o kadar da avantajlı değil. Aklıma bizim Galatasaray’ın eski basketbol şube sorumlusu arkadaşım Özcan geliyor.

        Her otomobil değiştireceğinde “Abi Mondeo alacağım. Üçte bir fiyata aynı konfor” der durur.

        Biz de güleriz.

        Özcan bu Mondeo’yu görse yıllardır söyleyip durduğu bu fikri sonunda hayata geçirir gibime geliyor. Çünkü bu yeni Mondeo tam makam arabası.

        Üstelik de full aksesuvarlı haliyle yaklaşık 110 bin TL fiyat etiketi var.

        Yani benzer konfor ve donanımın en az üçte bir fiyatına...

        NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra Faruk Süren ve Ali Dürüst’le mutat cuma yemeği için buluştuk. Bir de baktım ki Faruk Abi makam aracı olarak Mondeo kullanmaya başlamış.

        TORKU DÜŞÜK AMA 160 BEYGİR BAŞARILI

        Otomobil düşkünlerinin en sevdiği televizyon programlarından biri hiç kuşkusuz Top Gear adlı BBC programıdır. Top Gear’a o güzel lezzeti veren ise sunucularıydı. Jeremy Clarkson, Richard Hammond ve James May. BBC bu üçlüyü işten çıkardı; şimdi radyo DJ’i Chris Evans’la sunucu olarak anlaştı. Evans da Clarkson gibi bir otomobil fanatiği. Evans işte bu otomobillerini de satışa çıkardı ve satıştan 11 milyon sterlin gelir bekleniyor.

        Evanas’ın koleksiyonundaki bu Ferrari, 1966 model bir 275 GTB/6C. Yaklaşık fiyatı 2 milyon 900 bin Sterlin.

        Chris Evans, bu 1963 model Ferrari 250 GT Lusso’yu da satıyor. Ederi 1 milyon 800 bin sterlin.

        Koleksiyoncular ille de çok pahalı otomobil sevmez. FIAT 500 Abarth da Evans’ın elinde ve satılık. Fiyatı 15 bin sterlin.

        Pek ender bulunan bu Jaguar XKSS’e nasıl kıyıp da satıyor bilmem ama ederi 375 bin sterlin civarı.

        Chris Evans’ın 1964 model Ferrari 250 GTO otomobili koleksiyonun en değerli parçası. Sunucu bu otomobili 11 milyon sterline almıştı.

        Satılacak otomobillerden bir diğeri 1971 model Ferrari 365 GTS Daytona Spyder. Çok az bulunan bu otomobilin yaklaşık değeri 2.5 milyon sterlin.

        Bir başka efsane Ferrari 275 GT Spyder da Evans’ın satacakları arasında. “Kaç para?” derseniz söyleyeyim. 1 milyon 600 bin sterlin.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa