'Kimlik değil ekonomi üzerinden siyaset yapılması olumlu'
Merkez Bankası eski Başkanı ve MHP milletvekili adayı Durmuş Yılmaz Habertürk Televizyonu'na konuk oldu
Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Uşak milletvekili adayı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz partilerin ekonomi vaatleriyle ilgili 'olamaz şeyler değil' yorumunda bulundu.
Partilerin farklı ekonomik bölüşüm tercihleri olabileceğini ifade eden Yılmaz "Tabii bunlarla beraber üretim önerisi de olmalı. Önerilerin eksileri artıları tartışılabilir ancak ben kimlik üzerinden değil ekonomi üzerinden siyaset yapılmasını olumlu buluyorum. Ekonomik meselelere konsantre olunursa çözümlere de ulaşılabilir" diye konuştu.
'VERİLER GEREKTİRİYORSA MERKEZ FAİZ ARTIRIR'
Gazete Habertürk yazarları Abdurrahman Yıldırım ve Yavuz Semerci'nin sorularını yanıtlayan Yılmaz son dönemin önemli gündem maddelerinden Merkez Bankası bağımsızlığına dair açıklamalarda bulundu. Merkez'in faiz silahını kullanırken fiyat istikrarını hedeflemesi gerektiğini söyleyen Yılmaz "Faizlerin yükseltilmesi siyaset açısından sıkıntılar yaratabilir ancak eğer eldeki ekonomik veriler, ülke çıkarları için bunuN kullanmasını gerekitiriyorsa Merkez Bankası'nın bunu kullanmaktan çekinmeyeceğini düşünüyorum" dedi.
"2001 PROGRAMI AYNEN UYGULANDI"
Hükümetin göreve geldiğinde önünde 2001'de yazılmış güzel bir istikrar programı olduğunu belirten Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: "Hükümetin önünde 3 seçenek vardı; Kendi programını yazabilir, programda değişiklik yapabilir veya programı olduğu gibi kabul edebilirdi. Hükümet üçüncüsünü seçti ama bu program miadını doldurdu. Yeni bir programa ihtiyacımız var"
"BU İSTİKRAR BİZİ İSTİKRARSIZLIĞA GÖTÜRÜYOR"
Son yıllarda hanehalkına belli imkanlar tanındığını ve borçlanmanın arttığını belirten MHP adayı Durmuş Yılmaz bu durumla ilgili şu tespitlerde bulundu: "İnsanlar konut-araba kredileriyle gelecek 5-10 yılını ipotek altına aldı. Dolayısıyla insanlar istikrar peşinde koşuyor. Ancak bu istikrar bizi artık istikrarsılığa götürüyor. Bildiğiniz gibi 2007'den önce 10-15 yıl boyunca dünyada bir dönem yaşandı. Bu dönemde enflasyon ve işsizlik düşüktü, makul bir büyüme oranı vardı. Buna 'büyük uyum' dönemi denildi. 90'lı yıllardı istikraslı bir ekonominin nasıl istikrarsız olacağı konusunda Hyman Minsky tarafından bir teori ortaya atıldı. İşler çok iyi giderken herkes geri kalmamak için gidişata uyuyor, herkes aynı şeyi alıyor-satıyor, sonuçta ortaya bir balon çıkıyor. Bir yerde zincir koptuğunda sistem kendini taşıyamaz hale geliyor. Dolayısıyla istikrar istikrarsızlığın tohumunu atmış oluyor. Ben bunun siyasete de uygulanabileceğini düşünüyorum. Şu anki hükümet önmüzdeki dönem için siyasi istikrarsılığın tohumunu atıyor"
