Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Avrupa AİHM kararına tepkiler, Türkiye ödemezse ne olur?, Türkiye tazminatı ödemezse ne olur?, Tazminat ödenmezse ne olur?

        HABERTURK.COM

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Kıbrıs Barış Harekatı sebebiyle Türkiye'nin 90 milyon Euro tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmesinin ardından yaptığı açıklamaların yankıları sürüyor. "AİHM, bu kararı ile yetkisini aşmıştır" diyen Davutoğlu Türkiye'nin söz konusu ödemeyi yapmayacağını belirtti.

        Davutoğlu, "Muhatap olarak görmediğimiz bir ülkeye bu ödemeyi yapmayı düşünmüyoruz. AİHM'in kayıp şahısların tümüyle ilgili, KKTC'deki Türklerle ilgili de bir karar vermesi gerekir. Bu kararı zamanlama açısından iyi niyetli bulmuyoruz. Zamanlama bakımından talihsizdir. Kapsamlı barış görüşmelerine büyük darbe vurmuştur" demişti.

        Bu açıklamanın ardından akıllara Türkiye'nin bu tazminatı ödememesi halinde neler olabileceği sorusu geldi.

        TAZMİNAT ÖDENMEZSE NE OLUR?

        Türkiye'nin bugüne kadar AİHM tarafından verilmiş olan tüm kararların gereğini yerine getirdiğini söyleyen avukat Ergin Cinmen, tazminatın ödenmemesi durumunda Türkiye'nin, AB sürecinin dışında kalabileceği uyarısında bulundu. Cinmen, "AİHM Avrupa Birliği ülkeleri için en üst yetkiye sahip mahkeme durumunda. 'AİHM kararına uymamak AB sürecinden atılmayı gerektirir' diye yazılı bir kural yok ancak fiilen bu durum böyledir" dedi.

        "ALTI DOLDURULAMAYACAK BİR AÇIKLAMA"

        Davutoğlu'nun "AİHM kararı bizi bağlamaz" cümlesinin, altı doldurulamayacak bir açıklama olduğunu söyleyen Ergin Cinmen, Türkiye'nin eninde sonunda bu kararın gereğini yerine getirmekle yükümlü olduğunu ifade etti.

        Dışişleri Bakanı'nın devlet için bağlayıcılığı olan bu tür bir açıklamayı yapmaması gerektiğini belirten Cinmen, "Türkiye Avrupa Birliği süreci içerisinde yürümeye devam etmek istiyorsa bu kararın gereğini yerine getirmelidir. Bu tazminat Kıbrıs Rum Kesimi'ne savaştan zarar görmüş insanlara verilmek üzere ödenecek. Dolayısıyla, Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimini tanıyıp tanımaması AİHM'yi bağlamaz" dedi.

        "TÜRKİYE KARARA UYMAK ZORUNDA"

        İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni ise AİHM'nin yargı yetkisini tanıyan Türkiye'nin bu karara uymak zorunda olduğunu söyledi. Köni, "Şüphesiz ki itiraz süreci başlayacaktır. Türkiye o dönem Kıbrıs'ta yaşananlar ile ilgili suçlamaların asılsız olduğunu ortaya koymak, kararı değiştirecek hususları bulup mahkemeye sunmak durumunda" dedi. Köni, itiraz süreci sonunda kararın değişme ihtimalinin düşük olduğunu belirtti.

        Anayasanın 90/4'üncü maddesinde insan hakları ile ilgili anlaşmaların iç hukukumuza üstün olduğun kabul edildiğini hatırlatan Köni, "Eğer Türkiye bu tazminatı ödemezse daha sonra ödemediği bu dönemin faizi ile de karşı karşıya kalabilir" dedi.

        AİHM KARARINA TEPKİLER

        Öte yandan AİHM'nin kararına yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi, 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan dolayı Güney Kıbrıs'a 90 milyon Euro tazminat ödemeye mahkum etmesini siyasi bir karar olarak değerlendirdi.

        Eroğlu, "Böyle bir kararın böyle bir zamanda alınması müzakerelere gölge düşürdü… Rum'un elini güçlendirmeye yönelik bir hareket." dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugün bir kabulü esnasında yaptığı açıklamada, AİHM'nin Türkiye aleyhinde verdiği tazminat kararını değerlendirdi.

        AİHM kararının siyasi bir karar olduğunu vurgulayan Eroğlu, "Müzakerelerin öze yönelik tekrar başlatıldığı bir dönemde böyle bir kararın alınması Rum uzlaşmazlığını artırarak AB'nin de taraf olduğu izlenimi yaratacak bir davranış." diye konuştu.

        KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye'yi Kıbrıs Harekâtı nedeniyle tazminat ödemeye mahkûm etmesini değerlendirdi. Denktaş, alınan bu kararla birlikte, Türkiye ve KKTC'nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, "Bu Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ı mutlu etmek için alınış bir siyasi karardır." dedi.

        "AB İLE İLİŞKİLER YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"

        Bu konuda AİHM'den farklı bir karar beklemediğinin altını çizen Serdar Denktaş, "Benim yaklaşımın hem Türkiye'nin hem de bizim, Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmemiz yönündedir. Masada bir çözüm bulmak için görüşme yapmaktayız. Masada oturan taraflardan birisi de artık Kıbrıslı Rumlar vasıtasıyla Avrupa Birliği'dir. Böylesi bir yaklaşım içerisindeki AB'ye ne kadar güvenebileceğimizi bir kere daha düşünmemiz lazım." şeklinde konuştu.

        "BU KARARLA BİRLİKTE AB'YE GÜVEN TAMAMEN YOK OLDU"

        Kıbrıslı Türklerin AB kurumlarına güveninin Annan Planı'ndan sonra zayıfladığını ifade eden Denktaş, AİHM'den gelen bu kararla birlikte AB'ye güvenin tamamen ortadan kalktığını kaydetti.

        AB'nin bu kararı tersine çevirmediği müddetçe görüşme yapılmayacağının söylenmesi ve masadan kalkılması gerektiğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, "Bizim kültürümüzü, mantalitemizi yanlış okuyan AB'nin böyle bir karar alırsak köşeye sıkıştırırız. Fazla diretmezler diye düşünüyorum. 1974'te Türkiye'yi savaş suçlusu sayan bir zihniyet burada insanların öldürülmesini engelleyen bir girişimin savaş suçu olarak ilan edilmesini sağlayan bir zihniyet bize ne kadar gelecekte faydalı olabilir." diye konuştu.

        KKTC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: "MEŞRU ZEMİNDEN YOKSUN BİR KARAR"

        KKTC Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıs Harekatı ile ilgili kararının içerik ve usul bakımından hatalı olduğunu belirtti. Bakanlık, yararlanabilecek kişiler belirlenmeden ve kararın üzerinden 13 yıl geçtikten sonra tazminata hükmedilmesinin meşru zeminden yoksun olduğuna dikkat çekti.

        Dışişleri Bakanlığı, AİHM'in tazminat kararını değerlendirdiği yazılı açıklamada ayrıca adada yaşanan tarihsel gerçekler göz ardı edilerek alınan bu ve bunun gibi tek yanlı kararların devam eden müzakere sürecini olumsuz etkileyeceğinin aşikar olduğuna da vurgu yaptı.

        Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, mahkemenin, gerek Rum, gerekse Kıbrıslı Türk kayıp şahıslarla ilgili olarak esas kararın alındığı 2001 yılından sonra, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından kaydedilen gelişmelerin ve konunun çözümlenmesi için karşılıklı atılan adımların görmezden geldiğini belirtildi.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa