Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Mısır'ı işitmeyen Mübarek orduya 'üç seçenek' bıraktı...

        CEYDA KARAN

        ckaran@haberturk.com

        Kimi insanlar bir kere iktidar olmayagörsün! Yaş, iş, fark etmez! Koltuğun dayanılmaz cazibesi gözleri kör eder... 30 yıldır Mısır’ı yöneten Hüsnü Mübarek’te olduğu gibi… Mübarek dün akşam halkının dinmek bilmeyen isyanına rağmen koltuğunu bırakmayı bir kez daha içine sindiremediğini gösterdi. Aslında bal gibi de ‘gitmekte olduğunu’ bile bile ‘gitme-miş gibi’ yapmayı seçti. Elbette dün yaşananlar 10 gündür ordunun ve Mısır derin devletinin Mübarek için aradığı ‘onurlu çıkış’ senaryosunun da bir parçası… Peki ya onu topyekün göndermeye yeminli Mısırlılar boyun eğmezse…?

        Mübarek’in halkının devrimci kalkışması sonucunda verdiği ilk taviz, kabinesini değiştirmek ve 30 yıldır atama yapmayı reddettiği başkan yardımcılığı koltuğuna sadık istihbarat şefi Ömer Süleyman’ı geçirmek olmuştu. Şimdi yetkilerinin büyük çoğunluğunu-kimilerine göre tümünü Süleyman’a devretmiş görünüyor. Anayasa gereği istifa edemezdi, etseydi yerine meclis başkanının geçmesi icab ederdi. Oysa artık bu saatten sonra tercihi ancak Ömer Süleyman olmak durumundaydı. Bu sebeple iş yapamayacak hallerde yetkiyi yardımcısına devretmesini içeren yasal zemine başvurdu. Boyun eğme-miş gibi yapmaya devam ederek…. Nasıl mı?

        HALKINA DA OBAMA’YA DA REST ÇEKTİ

        Eylül’deki seçimlere kadar ahalinin serbest ve adil seçimler için talep ettiği anayasa değişiklikleri yönünde çalışmaya devam edeceğini “Anayasayı koruma ve Mısırlıların çıkarlarını kollamaya dair sorumluluklarımı omuzlamaya kararlılıkla devam edeceğim” sözleriyle dile getirdi. “Dışarıdan emirlerin dikte ettirilmesini kabul edemem ve etmeyeceğim, kaynağı her kim olursa olsun. Bu Allah’ın ve ulusun önünde ettiğim yemin gereğidir ve bu yemini tutmaya devam edeceğim” sözleri ise Mısır’da, İsrail’i fazla rahatsız etmeden ‘düzenli bir geçiş süreci’ isteyen lakin bunun ‘derhal başlamasını’ ağzından bir kere çıkarmış olan Amerikan Başkanı Barack Obama’ya aleni bir restti.

        İKİ KİLİT SORU

        Dönüp dolaşıp yine iki kilit soruya geliyoruz, giderek tehlikeli bir hale gelen puzzle’ın iki önemli parçasına…: ‘Çetin ceviz’ Mübarek’in hamleleri halkını teskin etmesine kafi gelecek mi? Mısır ordusu, eski Hava Kuvvetleri Komutanı’na alenen göndermek için daha ne kadar sabredebilecek?

        SÜLEYMAN’IN ‘GİT’ DEMESİYLE OLACAKSA!

        Bugün başkent Kahire’nin sokaklarına dökülecek kitleler aslında iki sorunun da yanıtını belirleyecek. Mübarek’in açıklamasını kafi bulup evlerine çekilmeleri de bir olasılık elbette. Nitekim Mübarek’in konuşmasının ardından ekranlara çıkan Ömer Süleyman, halka “Evlerinize gidin, işinizin başına dönün” dedi. Halkın talepleri doğrultusunda bir yol haritası ortaya konulduğunu, muhalefetle diyaloğa girildiğini söyleyip kaostan kaçınmak için birlik olma çağrısı yaptı. Lakin Süleyman’ın kendisi daha iki gün önce muhalefete ‘Ya diyalog, ya darbe’ tehdidi savurmuşken, hele hele Amerikan televizyonlarına kazayla “Mısır ahalisi demokrasiyi sindiremez” buyurmuşken, Mısırlıların bunca direnişinden sonra uysalca evlerine çekilmesi hiç akla yakın gelmiyor.

        ORDUNUN ÜÇ SEÇENEĞİ…

        Bu durumda hakikaten düşünüldüğü gibi 10 milyonu aşkın Mısırlı, ‘Mübarek’in gitmesi’ talebiyle sokaklara akarsa, ordunun üç seçeneği kalacak. Ya halkla birlikte Kahire’deki başkanlık sarayına yürüyecekler yahut da saraya yürümek isteyen ahaliyi durdurmaya kalkışacaklar. Ancak bu ordunun halkla karşı karşıya gelmesi olacağından, kan dökülmesi halinde ordunun itibarında büyük zedelenme yaratacağından hiç de hazzedeceği bir seçenek değil. Lakin belki de daha fecisi ordunun ipleri ele alıp aleni bir ‘darbeye’ girişmesi. Yani bugüne kadar kaçındıklarını yapmaları… Bu noktada Mübarek’in konuşması sonrası son günlerde iyice silikleşmiş Ulusal Değişim Hareketi lideri Muhammed el Baradey’in “Mısır patlayacak. Ordu ülkeyi şimdi kurtarmalı” çağrısı ürkütücü.

        ABD’NİN YALPALAMALARI

        ABD’ye gelince… Mübarek’in direnişi karşısında bir hayli yalpaladı ABD. Mübarek’in ilk konuşması sonrası Obama çıkıp, ‘geçiş süreci şimdi başlamalı’ resti çekmişti. Lakin sözünü dinletememişken, geçen hafta içinde Obama’yı yumuşatmak Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a düştü. Clinton ‘Mübarek’in gitmesinin kaosa yola açabileceğini’ söyleyerek adeta Obama’yla ters düştü.

        Ve dün… Obama belki de yine aynı pozisyona düşme riskinden kaçınmak için bu kez önce Mübarek’ten önce konuşma yaptı. Aslında suya sabuna dokunmadı. Mesajı, “Mısır’da tarihin değiştiğine tanıklık ediyoruz. Gerçekleşmekte olan değişim, Mısır halkının değişim çağrısı yüzündendir” oldu. Bu sırada Amerikan politika uygulayıcıları bir hayli dağınık bir manzara sergiledi. Örneğin, CIA Başkanı Leon Panetta’nın ‘Mübarek’in istifa edeceğine’ dair daha erken saatlerindeki çıkışını düzeltmek zorunda kalması dikkat çekiciydi. Mübarek’in konuşması sonrası ise ABD Dışişleri Bakanlığı günlük rutin basın brifingini iptal ederken, açıklama bizzat Obama’dan geldi.

        GÖRÜNTÜDE DE OLSA ‘MÜBAREK’İN FENDİ OBAMA’YI YENDİ’

        ABD Başkanı dün gece TSİ sabaha karşı yaptığı açıklamada yine üstü kapalı ve zor bir dengeyi tutturmaya çalışır halde görüldü. ‘Mısır halkına yetki devrinden söz edildiğini ancak bunun açık, anlamlı yahut önemli sinyallerinin hala görülmediğini, ikna olmadıklarını’ belirtip, rejime ‘Mısır halkına da, dünyaya da demokrasiye hakiki geçiş konusunda ciddi olduklarına dair daha açık konuşmalarını’ salık vermekle yetindi...Mübarek’in ismini dahi anmadan: “Mısır halkının evrensel haklarına saygı gösterilmesi ve arzularının karşılanması gerektiğine inanıyoruz. Bu geçiş döneminin acilen geridönülmez bir siyasi değişimi getirmesi ve demokrasiye müzakereli bir yol olması gerektiğine inanıyoruz” dedikten sonra orada durdu. Zira Kahire’deki derin devletten talebini ‘30 yıldır uygulanan olağanüstü halin kaldırılması, Mısır muhalefetiyle anlamlı müzakereler ve sivil toplumun kilit meselelerine yanıt verilmesi’ gibi artık tekrarlana tekrarlana sakıza dönmüş taleplerle koydu. Kullandığı diplomatik üslup, Müberek’in ‘dış mihraklar işimize karışmasın’ çıkışı karşısında bir hayli hafif kalıyordu… Nihayetinde Mübarek’in ‘işi bitmiş’ olabilir lakin kısa süreliğine de olsa, görüntüde de kalsa durum ‘Mübarek’in fendi Obama’yı yendi’ şeklinde… Gerisini birlikte göreceğiz…

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa