Güvenlik Konseyi Pazartesi günü Mescid-i Aksa için toplanacak

İsrail-Filistin gerilimi Birleşmiş Milletler gündeminde. Habertürk TV'den geçen habere göre, Güvenlik Konseyi, Pazartesi günü Mescid-i Aksa için toplanacak.

3 ÜLKEDEN KONSEYE ÇAĞRI

AA'nın haberine göre, İsveç, Fransa ve Mısır, Mescid-iAksa'da yaşanan olayların ardından BM Güvenlik Konseyini acil toplantıya çağırdı. Mescid-iAksa'da yaşanan olaylar üzerine İsveç, Fransa ve Mısır, BM Güvenlik Konseyini gerginliğin azaltılmasını sağlamak için toplantıya çağırdı.

BMGK üyesi İsveç'in Daimi Temsilci Sözcüsü Carl Skau, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kudüs'te gerginliğin nasıl azaltılabileceğini görüşmek üzere BMGK'yi Fransa ve Mısır ile acil toplantıya çağırdıklarını duyurdu.

Henüz resmi olarak açıklanmasa da toplantının pazartesi günü gerçekleşmesi ve BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Nikolay Mladenov'un Konseye son gelişmelere ilişkin sunum yapmasının beklendiği öğrenildi.

İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-iAksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüş, olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede öldüğünü açıklamıştı. Olayın ardından Mescid-iAksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını pazar günü açmış ancak kapılara metal arama dedektörleri yerleştirmişti.

İsrail'in kanal 2 televizyonu ise metal arama dedektörleri nedeniyle yaşanan büyük gerginliğin ardından İsrail polisinin bu geceden itibaren metal arama dedektörlerini kaldırma kararı aldığını duyurmuştu.

Mescid-iAksa'nın kapısına yerleştirilen elektronik dedektörlerden aranarak içeri girmeyi reddeden ve namaz kılmak için Aslanlı Kapı (El-Esbat) önünde toplanan Filistinlilere İsrail güçleri bugün plastik mermi, ses bombası, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etmiş; Filistin Kızılayı 57 kişinin yaralandığını duyurmuştu.

BM Genel Sekreter Sözcülüğünden yapılan açıklamada da Kutsal mekanlarda yaşanan olaylar nedeniyle endişe duyulduğu belirtilerek, "Kutsal mekanlarda ibadet eden herkesin dini özgürlüklerine saygı gösterildiğini hissetmesi gerekir. Buradaki meşru güvenlik kaygılarını da anlıyoruz ama öbür yandan da mevcut statünün korunması gerektiğine inanıyoruz." ifadeleri kullanılmıştı.