'Büyükada' davası başladı
Büyükada'daki toplantıya ilişkin 11 kişi sanık hakkındaki dava başladı
Büyükada'da 5 Temmuz 2017'de toplantı yaptıkları sırada gözaltına alınan ve yasadışı örgüt toplantısı düzenledikleri iddia edilen 2'si yabancı uyruklu, 8'i tutuklu 11 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi, Yurttaşlık Derneği'nden Nalan Erkem, Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Direktörü İdil Eser, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Veli Acu, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Günal Kurşun ve Yurttaşlık Derneği'nden Özlem Dalkıran ile tutuksuz sanıklar eski Mazlum Der'li Şeyhmus Özbekli ve Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nden Nejat Taştan katıldı. Ankara'da tutuklu bulunan Kadın Koalisyonu'ndan İlknur Üstün ile FETÖ davasından İzmir'de tutuklu olan Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç ise duruşmaya cezaevinden görüntülü sistem (SEGBİS) ile bağlandı.
TBMM İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI VE BAŞKONSOLOSLAR DA İZLEDİ
Habertürk Haber Merkezi'nden Veli Sarıboğa'nın haberine göre; Sanıkların "Silahlı terör örgütü adına suç işlemek" iddiasıyla yargılandığı davayı AB Türkiye delegasyonu, Almanya ile Fransa başkonsolosları ile uluslararası basın kuruluşları takip etti. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, HDP Milletvekili Garo Paylan, Almanya Yeşiller Partisi eski milletvekili Özcan Mutlu, Almanya ve Fransa Başkonsolosları, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Türkiye direktörü Emma Sinclair Webb, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Genel Koordinatörü Feray Salman, İHD'den Hüsnü Öndül, Rakel Dink, Gülten Kaya da duruşmayı izleyenler arasında yer aldı.
"GİZLİ TOPLANTIYA 2 TERCÜMAN ÇAĞRILIR MI?"
Duruşmada iddianamenin özetlenerek okunmasının ardından sanık avukatları, İzmir'de FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklan Taner Kılıç'ın davasının dosyasının ayrılmasını talep etti. İlk savunmayı yapan Özlem Dalkıran "Adada bulunduğumuz zaman arkadaşlarımıza konum attık, sosyal medya paylaşımları yaptık. Bu mu gizli toplantı? Otelde gizli buluşma olabilir mi? Otel konukları valiliğe bildirilir. Gizli toplantıya iki tercüman tutulur mu? Çalışanlara servis yaptırılır mı? Üç aydan fazla süredir özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Neden bilmiyorum. Stresle nasıl başedeceğimizi öğrenmek için bir araya gelmiştik. 100 günü aşkın süredir stres altındayız. Bizim içerde konuştuğumuz verilerin korunması ve stresle baş etme yöntemlerinin insan hakları savunucularının alanı değildir deniyor. İnsan hakları kuruluşları bilgi gizlemez. Aksine bizim görevimiz, bilgileri kamuoyuyla paylaşmaktır. İnsan hakları kuruluşları bilgi gizlemez ama hakları ihlal edilenlerin bilgilerinin ele geçmemesi için tedbir almak zorundayız. Kendimizi, kurumlarımızı, hakkını savunduğumuz kişileri koruyabilmek için stresle baş etmeyi öğrenmek de sorumluluğumuzdur. Ali Gharawi ile 2003'te insan haklarında yeni taktikler isimli bir programda tanıştık. Hatta açılışı o dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kapanışı ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapmıştı. Böyle devam ederse sivil toplum kuruluşları ne açık ne kapalı toplantı yapılabilir, sivil toplum yalnızlaşır. Her türlü şiddete karşı çıktım. Hayatım boyunca silah ve silahlanmaya karşı kampanyalar yürüttüm. Bugün silahlı örgüt üyeliği ile suçlanıyorum. Beraat istiyorum" dedi.
Duruşma öncesinde İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı okuyan İnsan Hakları Ortak Platformu Genel Koordinatörü Feray Salman, "15 Temmuz'dan bu yana gerek soruşturma sürecinde gerek tutukluluk sürecinde hak ihlallerine maruz kalan, yalan haberler vasıtasıyla karalama kampanyasına maruz kalan arkadaşlarımızın hakkını ve adaleti savunmak üzere buradayız" dedi.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, "Af Örgütü'nün 60 yıllık tarihinde hiç böyle bir deneyimimiz olmadı. Dünyanın hiçbir yerinde hem direktörümüz hem başkanımız gözaltına alınmadı. Fakat Türkiye'de 3 aydan fazladır tutuklular. Bu bizim için bir ilk. Suçlamaların tamamen asılsız olduğu açık. İddianame de zaten somut bir iddia da yok, delil hiç yok. Eğer insan hakları savunucuları tutuklu kalırsa Türkiye'nin uluslararası alanda nasıl göründüğü çok değişecek" diye konuştu.
Cumhuriyet savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede, 10 şüpheli hakkında, "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis, toplantıyı organize ettiği iddia edilen ve İzmir'de FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındığı için toplantıya katılamayan avukat Taner Kılıç hakkında ise "silahlı terör örgütü üyeliği" iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
