Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Seyahat Bizans’ın sayfiyesi Kıyıköy'e nasıl gidilir? Kıyıköy'de görülmesi gereken yerler

        Levent Özçelik, Bu hafta “Sakin bir hafta sonu kaçamağının, hatta bir-iki gün işten kaçıp tembellik etme hakkımızı kullanmanın tam vaktidir” dedik ve rotamızı, Trakya’nın Karadeniz sahilindeki Kıyıköy’e çevirdik. 1960’lara kadar adı Midye olan Kıyıköy’de denizin mavisini, ormanın yeşilini, balığın lezzetini ve tarihin güzelliklerini bir arada bulduk...

        Harita

        Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy, denize açılan Pabuçdere ve Kazandere arasında kıvrılarak yarımada gibi uzuyor. Yüksek kayalıkların üzerine kurulu olduğu için Karadeniz’i ayaklarınızın altına seriyor. Tarihi antik çağlara uzanan Kıyıköy’e, Bizans döneminden kalma Saray Kapı’dan geçerek giriyoruz. Köyü çevreleyen sur kalıntılarının içinde kalan bölge sit alanı, dolayısıyla doğası bozulmamış. Eski çağlarda da güzel bir sayfiye kasabası olarak isim yapan Kıyıköy’ün o dönemdeki adı Salmydessos. İmparator Neron’un, Trakya Valisi olduğu dönemlerde sık sık burada kaldığı söyleniyor. Daha sonraki yüzyıllarda Kıyıköy, Bizans İmparatorluğu’nun Karadeniz kıyısındaki en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş. Bugün ise doğal güzellikleri ve tertemiz havasıyla şehir hayatı bezginlerinin aklını çeliyor.

        REKLAM

        Köyde sessiz sakin akıp giden zamanın verdiği huzuru hücrelerinizde hissediyorsunuz. Buranın kendine özgü yaşam tarzına birkaç saat içerisinde alışıyorsunuz; teknelerin motor sesine, kuşların cıvıltısına, çocukların “yaramaz” çığlıklarına, dalgaların sesine hemen kaptırıveriyorsunuz kendinizi. Sahil boyunca yürümek, deniz fenerinin hemen dibine oturup gelen geçen teknelere bakmak ve deniz kenarından İğneada’yı seyretmek, metropol kalabalığından sonra insana iyi geliyor.

        MÜBADELEYLE DEĞİŞTİ

        Kıyıköy bir zamanlar balıkçılıkla geçinen Rumların yurduymuş. Rumlar, mübadeleyle birlikte Selanik’te oturan Türklerle yer değiştirmiş. Sayıları az da olsa, burada yaşamını sürdüren Rumlar var hâlâ... Onların varlığı köye sıcaklık katıyor. Köyde öne çıkan tarihi eserlere bir göz atmak gerekirse; ilk sırada 3. yüzyıldan kalma Aya Nikola Manastırı var. Pabuçdere’ye inen yolda kayaların içine oyularak yapılan ve mübadele dönemine kadar hizmette olan manastır, sonrasında kaderine terk edilmiş. Bugün harap durumda; taş sütunları erimiş, odaduvarlarını süsleyen motifler yok edilmiş. Aya Nikola’nın heykeli de ortadan kaybolmuş. Ancak yine de kolon kabartmaları, işlemeli sütunları, kubbe ve kemerleriyle görülmeye değer bir yapı.

        1992’de Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan manastırı bir fenerle gezmenizde yarar var, çünkü içerisi bir hayli karanlık. Onarım bekleyen bir başka tarihi yapı da Neron Çeşmesi. Köyün çevresinde ise mağaralar ve anıt kayalar bulunuyor. Mağaraların eskiden korsanlar tarafından kullanıldığı söyleniyor.

        GÜN BOYU TAZE BALIK GELİYOR

        Kıyıköy’de Rumlardan kalan balıkçılık geleneği sürüyor. Köyün doğal limanı balıkçılar için korunaklı bir sığınak olduğundan, sahilde irili ufaklı pek çok tekne var. Kimi balıktan geliyor, kimi balığa çıkmaya hazırlanıyor. Hal böyle olunca, burada her saat taze balık bulunuyor. Mevsimine göre tekir, kalkan, lüfer, karagöz, midye ve pavurya balık lokantalarında yerini alıyor. Salaş lokantalar geceleri adeta kılık değiştiriyor ve köyde geçirdiğiniz günü çakırkeyif bir sohbetle tamamlayacağınız nefis yerlere dönüşüyor.

        NASIL GİDİLİR?

        Kıyıköy, İstanbul’a sadece 2 saat uzaklıkta. Özel araçla İstanbul üzerinden Edirne yönüne doğru giderken Çerkezköy’e sapın. Saray’ı geçtikten sonra Kıyıköy’e ulaşacaksınız. Ya da Esenler otobüs terminalinden Saray’a giden otobüslere binebilirsiniz. Saray’dan Kıyıköy’e minibüs kalkıyor.

        REKLAM

        PABUÇDERE'DE SANDAL SEFASI KARTALTEPE'DE GÜNBATIMI

        - Köyün çevresi doğal yürüyüş alanlarıyla dolu. Uçsuz bucaksız kumsal ve dere yataklarındaki patikalar, trekking gruplarının gözde parkurları.

        - İki dere arasında kalan Kıyıköy’de sandal kiralayıp sazlıkların arasında dolaşabilirsiniz. Nehir ya da deniz turu yapmak isterseniz, limandaki balıkçı barınağından motorlu veya kürekli bir tekne kiralayabilirsiniz.

        - Kazandere ve Pabuçdere’de sandalla aheste aheste ilerlerken, bir tek, küreklerin suda çıkardığı sesi duyacaksınız. Etrafınızı çevreleyen nilüferleri seyretmeye doyamayacaksınız.

        - Dilerseniz daha büyük motorlarla Kastro, Çilingoz ve İğneada turuna da çıkabilirsiniz.

        - Güneşin son ışıklarını, Papuçdere’nin denizle buluştuğu alana bakan Kartaltepe’deki lokanta ve çay bahçesinden izlemenin keyfi bir başka. Buraya giderken yanınıza fotoğraf makinesi almayı sakın unutmayın.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa