Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Avrupa Birliği'nin Katalonya kabusu: Haritalar bir kez değişirse...

        'Avrupa neredesin? Hayalkırıklığına uğradım',

        'Avrupa kör müsün? Demokrasi ölüyor',

        'Avrupa bize yardım et!'

        Bu cümleler geçtiğimiz hafta Katalonya Özerk Yönetimi'nin başkenti Barselona'da yapılan bağımsızlık yürüyüşünde göstericilerin taşıdıkları dövizler ve pankartlardan...

        1 Ekim'de Madrid yönetiminin yasadışı ilan ettiği bağımsızlık referandumunu gerçekleştiren Katalanlar, referandum günü yaşanan polis şiddetine dikkat çekmek ve Avrupa Birliği kurumlarını tepki göstermeye çağırmak için 3 Ekim'de sokağa çıkmıştı.

        AFP'nin rakamlarına göre, 700 bin Katalan bağımsızlık ve demokrasi talebiyle yürüdü. Ancak Avrupa Birliği'nden beklenen tepki gelmedi. Referandum günü yaşanan polis şiddeti, AB kurumları tarafından 'İspanya'nın iç işi' olarak değerlendirildi ve Katalanlara anayasa sınırları içerisinde kalma çağrısı yapıldı.

        Katalan lider Carles Puigdemont: Beni hayal kırıklığına uğratan şey, neden AB'de polisin tutumu sert bir şekilde eleştirilmiyor? Avrupa halkının temel özgürlük hakları ihlal edildi. Ancak AB'den bir şey gelmiyor. Aynısı Türkiye, Polonya veya Macaristan'da olsa buna karşı öfke oldukça büyük olur.

        AVRUPA BİRLİĞİ'NDEN MADRİD'E TAM DESTEK

        Aradan geçen bir haftalık sürede, referandumdan yüzde 90 oranında 'evet' çıktığı açıklanırken, Katalonya'nın bağımsızlığını ilan edip etmeyeceği tartışıldı. Kendini 1981'deki başarısız askeri darbe girişimin ardından yaşanan en büyük siyasi krizle karşı karşıya bulan Madrid yönetimi ise Katalan hükümetini özerkliği askıya almaya hak tanıyan Anayasa'nın 155. maddesini devreye sokmakla tehdit etti.

        Bu süreçte tüm önemli uluslararası aktörler ise tarafını İspanya'dan yana belirledi. Avrupa Birliği'nin lokomotif ülkesi Almanya ve Katalonya'nın sınır komşusu Fransa, peş peşe yaptıkları açıklamalarla Madrid hükümetine desteklerini sununca, Katalan yönetimi için 10 Ekim Salı günü yapılan parlamento oturumunda geri adım atmaktan başka seçenek kalmadı.

        Salı gecesi bağımsızlık ilan edilmesini bekleyen binlerce kişi Katalonya Parlamentosu'nun önünde toplansa da, hükümet lideri Carles Puigdemont bağımsızlık sürecinin askıya alınacağını ve Madrid yönetimiyle masaya oturmanın yollarını aradıklarını belirtti.

        Bağımsızlık yanlısı CUP milletvekili Anna Gabriel: Bir cumhuriyet kurmaya geldik. İspanyol hükümeti ile iletişim kurmanın tek yolu Katalonya Cumhuriyeti'dir. Bugün bağımsız bir Katalonya Cumhuriyeti ilan edileceğini sanıyorduk. Belki de bir fırsatı kaybettik

        PUIGDEMONT'UN KONUŞMASI AB'DEN GELEN TELEFONLARIN BİR SONUCU MU?

        Katalan lider Carles Puigdemont tüm Avrupa'nın merakla beklediği konuşmasını yapmak için parlamento kürsüsüne çıktığında birçokları şüphesiz daha sert tonda bir konuşma bekliyordu. Ancak Puigdemont, Katalanlar bağımsızlık ilan etmeye hak kazansa da sürecin askıya alınması gerektiğini söyledi ve Madrid yönetimine diyalog çağrısı yaptı.

        Referandum için oluşturulan bağımsızlık yanlısı Junts pel Si'ye (Evet için Birlik) yakın kaynaklar Anadolu Ajansı'na yaptıkları açıklamada, "AB'den gelen telefonlar susmadı. Puigdemont, bizim için çok yumuşak bir konuşma yaptı. Bunun arkasında AB'nin ısrarları olduğunu söylemeliyim. Herkes içeriği daha yüklü bir konuşma bekliyordu. Ama böyle bir konuşma için Avrupa'dan beklediğimiz destek gelmedi. Avrupa, Katalonya'nın bağımsızlığına hazır değil." dedi.

        Almanya Başbakanı Angela Merkel: Diyaloğun başlamasını ve İspanya Anayasası’na uygun çözümler bulunmasını ümit ediyorum.
        Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron: Avrupa, Fransa ve Almanya neden Katalan konusuna müdahil olmuyor? Çünkü Avrupa bağımsız devletlerden oluşmaktadır. Eğer ben Katalan sorununa karışırsam, bu İspanya'nın iç işlerine karışmak olur ve bu Başbakan ve İspanya Kraliyeti tarafından kabul edilebilir bir şey olmaz. AB, Katalonya ile Madrid arasındaki krizde arabulucu olmamalı.
        İtalya Dışişleri Bakanı Angelino Alfano: İtalya tek taraflı bağımsızlık ilanını kabul edilemez buluyor ve gerilimin tırmanmasını reddediyor. İspanyol hükümetinin, anayasal düzeni ve meşruiyeti koruyacağına, tüm vatandaşlarının haklarına saygı göstereceğine olan güvenimizi belirtiriz.

        Peki Avrupa Birliği, Katalonya'nın bağımsızlığı konusunda neden arabulucuk çağrılarına bile sırt çevirdi ve Katalanların 'yardım çağrılarına' kulak asmadı?

        Bunun en önemli sebebi olarak Katalonya örneğinin kıtadaki ayrılıkçı hareketler için domino etkisi yaratacağı ve birliğin geleceğini tehlikeye atacağı endişesi gösteriliyor.

        İşte Avrupa'daki ayrılıkçı hareketler ve bölünme tehlikesi yaşayan ülkeler...

        BASK ÜLKESİ / İSPANYA

        Tıpkı Katalonya gibi, İspanya'nın 17 özerk bölgesinden biri olan Bask Ülkesi, uzun yıllardır bağımsızlık taleplerini gündeme getiren bölgelerden birisi olarak dikkat çekiyor.

        İspanya'da vergi gelirini merkezi yönetime göndermeyen tek bölge olan Bask, her yıl merkezi yönetime sadece küçük bir miktar gönderse de Katalonya'dan daha yoksul bir bölge.

        Tarihsel olarak ise Bask da Katalonya gibi İspanya'yı demir yumrukla yöneten General Franco diktatörlüğünde baskı altına alınan bölgelerden biriydi. Bask'ın bağımsızlığını savunan silahlı ETA örgütü 50 yıl boyunca yaptığı saldırılarda 800 kişiyi öldürdü.

        Ne silahlı saldırılar ne de diyalog Bask'ı bağımsızlığa yaklaştıramadı. Madrid yönetimi, Bask ile bağımsızlık tartışmasına girmeyi reddetti.

        İSKOÇYA / BİRLEŞİK KRALLIK

        300 yıldan beri Birleşik Krallık'ın bir parçası olan İskoçya'da uzun süredir bağımsızlık çalışmaları aktif olarak yürütülüyor.

        İskoçlar 2014'te bağımsızlık için sandık başına gittiklerinde sosyal medyada, ünlü Cesur Yürek filminde Mel Gibson'ın canlandırdığı İskoç halk kahramanı William Wallece karakteri bir anda yeniden popüler hale gelmişti. Ancak İskoç halkı referandumda, tercihini Birleşik Krallık'ın bir parçası olmaktan yana kullandı.

        Kendi ayrı parlamentosu olan ve bunun yanı sıra Birleşik Krallık parlamentosunda da temsil edilen İskoçya için bağımsızlık dosyası burada kapanmıştı. Ancak 2016'da gerçekleşen Brexit referandumu, İskoçlar için bağımsızlık sürecini yeniden başlattı.

        İskoç Ulusal Partisi (SNP), İskoçya'nın AB'de kalma yönünde oy kullandığını ve yeniden bağımsızlık referandumu yapılması gerektiği konusunda görüş bildirdi. 10 Ekim'de ise partinin genel başkan yardımcısı, yeni bir referandum yapılacağını söyledi.

        İskoçya Ulusal Partisi lideri Nicole Sturgeon, İngiltere Başbakanı Theresa May ile yaptığı görüşmede yeni bir bağımsızlık referandumu yapılması talebini iletmişti

        FLAMANYA / BELÇİKA

        Avrupa'da bölünme tartışmalarının en sık yaşandığı ülkelerden biri olan Belçika'da, Flamanca konuşulan Flamanya bölgesi nüfusun yaklaşık yüzde 60'ının yaşadığı yer olarak biliniyor.

        Fransızca konuşulan Valonya bölgesine oranla daha yüksek gelirlere de sahip olan Flamanya, bu zenginliğini ülkenin geri kalan kısmıyla paylaşmak istemiyor.

        Ekonomik ve tarihsel nedenlerin yanı sıra dil farklılığı nedeniyle bölünme tartışmalarına neden olan Belçika'yı bir arada tutan ise çift dilli Brüksel bölgesi. AB ve NATO'nun merkezi olan Brüksel, hem Flamanlar hem de Valonlar tarafından sahipleniliyor. Bu da ayrılık çabalarını sonuçsuz bırakıyor.

        Harita

        KORSİKA / FRANSA

        Fransa'ya bağlı bir Akdeniz adası olan Korsika, 50 yıldan uzun bir süredir Fransa'dan ayrılarak bağımsız bir devlet olmak istiyor.

        Napolyon'un doğum yeri olarak da bilinen Korsika'nın bağımsızlığı hedefiyle faaliyet gösteren Korsika Ulusal Kurtuluş Cephesi bir süre önce silah bıraktığını açıklamış ancak bağımsızlık hedefinden vazgeçmediğini de eklemişti.

        Örgüt, bağımsızlık için siyasal zeminde çalışmalar yürütüyor.

        Harita

        GRÖNLAND / DANİMARKA

        57 bin nüfusuyla dünyanın en büyük adası olan Grönland, 1975'te otonom bölge statüsü kazanmıştı. 2008 yılında yapılan referandumda 30 alanda kontrolün Danimarka'dan yerel yönetime geçmesi yönünde oy kullanmıştı.

        Zengin petrol ve maden yatakları da bulunan Grönland, sadece savunma ve dış politikada Danimarka'ya bağlı kalmayı sürdürüyor.

        Grönland'ın önümüzdeki yıllarda bağımsızlığını ilan etmesi sürpriz olmayacak.

        Harita
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa