'Aliye'nin 'Arda'sı Ayberk Koçar: Sanem Çelik ikinci annem

Dizide 'Arda' karakterini canlandıran Ayberk Koçar, dönemin pek çok çocuk oyuncusu gibi zamanla gözlerden uzaklaştı. 4 yaşında ekranlarla tanışan Koçar, artık 23 yaşında genç bir delikanlı.

Çocuk yaşta şöhreti tadan, bir dönemin küçük yıldızı değişen hayatını anlattı.

4 YAŞINDA TELEVİZYON İLE TANIŞTI

Ayberk Koçar, oyunculuğa başlamasını 'tamamen şans' olarak yorumluyor: Oyunculuk serüvenim aslında şanslar zinciriyle başladı diyebilirim. Daha üç yaşındayken elimizde fotoğrafım bulunsun diye gittiğimiz fotoğrafçı bizden habersiz olarak fotoğraflarımı bir ajansla paylaşmış. Sonrasında bu ajans 'Aliye' dizisi için görüşmeye çağırdı. Ailem de 'deneyelim' demiş ve seçmelere gittik.

Elemelerde binlerce çocuk vardı. Sürekli elemeler oluyordu. Son iki çocuk kaldığımızda ise dizinin yönetmeni Kudret Sabancı ile görüştük. Kudret Ağabey, son görüşme için bana ve diğer adaya bir sahneyi ezberlememizi ve görüşmeye hazır gelmemizi istedi. Daha dört yaşında olduğum için okuma yazmam yoktu. Annemin yardımıyla sahneleri ezberledim ve 'Arda' rolünü kaptım.

'Aliye' sayesinde çok özel insanlar tanıdığını ifade eden dönemin çocuk yıldızı, "Kudret Sabancı, Sanem Çelik, Halit Ergenç ve Ayla Algan gibi isimler hayatıma çok ciddi dokunan ve benim şu anki Ayberk olmamda çok büyük emeği olan insanlar. Oyuncu koçum Ayla Algan'dı" dedi.

Ayberk Koçar, "Diziye başladığımda 4 yaşındaydım. Hayatıma dair hatırladığım ilk anılar setteki anılarım. Oradaki insanlarla büyüdüm ve onlarla beraber bir şeyler öğrendim. Set ortamında bir çocuk olması hem çok keyifli hem de çok zor bir şey. Şanslıydım ki setteki insanlar bana nasıl yaklaşmaları gerektiğini biliyordu. Kendi çocukları gibi benimsediler" diye konuştu.

Ayberk Koçar, 'Çocuk yaşta gelen şöhret seni etkiledi mi?' sorusuna ise şu yanıtı verdi: 4 yaşında bir çocuk olarak setlere başladığım için set ortamı benim doğal alanlarımdan biriydi ünlü olmak durumu da bundan farksızdı. Ben insanların beni tanımamasının ne demek olduğunu hiç bilmedim. O yüzden ünlü olmak da bana beraberinde bir yük ya da hem pozitif hem negatif bir durum getirmedi.

Ayberk Koçar, 'Aliye'den sonra başrollerinde bir Alman çoban köpeğinin 'Pulsar'da rol aldı: 'Pulsar'ın yapımcısı Kıraç ve eşi Ayşe Şule Bilgiç'ti. Aslında proje uzun zaman önce ben düşünülerek yapılmış. Bunu proje başladığında Kıraç'ın kendisinden duymuştum. Kıraç, 'Aliye'nin müziklerini yapıyordu daha bu dönemde beni fark edip bu projeyi kurgulamaya başlamış aslında. 'Aliye'den yıllar sonra bir gün bana ulaşıp köpekli bir proje yapmak istediklerini ve beni de başrol yapmak istediklerini söylediler. Tabii ailem de ben de köpekli proje denince küçük bir köpek düşünmüştük. Görüşmeye bir anda kocaman bir alman kurdu gelince şok olmuştum. Ama hemen ısındım Pulsar'a.

Gerçekten çok zeki bir köpekti. Onunla bu süreçte öyle yakınlaştık ki karşımda bir oyuncudan farksızdı. Hatta sahneleri çekerken Pulsar'ın tam bana bakması ve dikkatini kaybetmemesi gerekiyordu. Buna çözüm olarak da görünmeyen açılarda kulağımın arkasına sosis koyup çekimleri gerçekleştirdik. Düşününce daha küçük bir çocuk önünde bir Alman kurdu ve çocuğun kulağında bir sosis. Çok korkutucu duyulsa bile Pulsar'a o denli güveniyordum.

"OYUNCULUĞU BIRAKMADIM"

Uzun süredir ekranlardan uzak olan Ayberk Koçar, "Oyunculuğu hiçbir zaman bırakmadım. Dönem dönem ekrandan uzak kaldığım zamanlar oldu ama hiçbir zaman 'artık bitti' demedim. Hâlâ daha görüşmeler yapıyorum. Her şeyden önce çok istiyorum tekrar sette olmayı o yüzden sürekli fırsat kolluyorum bu doğrultuda çalışıyorum. Oyunculuğu bırakmadım dizilerde filmlerde olmasa bile kendi çapımda hep oynamaya devam ettim. Çünkü ben gözümü oyunculukla açtım bundan kopmam pek mümkün değil" şeklinde sözlerini sürdürdü.

"AYLA ALGAN'DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"

Ayberk Koçar, "Ayla Algan benim ustamdır beni daha 'Aliye'nin başında elimden tutup 'bundan sonra benimlesin' deyip öğrenebileceğim ne kadar şey varsa hepsini bana öğretmeye çalıştı. Benim için çok değerli çok kıymetli bir isimdir. 10 sene kadar beraber çalıştık. Kamera önü kamera arkası drama müzikal gibi her daldan her şeyle ilgilendim eğitim aldım" dedi.

"KAZANDIĞIMI EĞİTİMİME HARCADIM"

Ayberk Koçar ayrıca, "Benim iş yaptığım zamanlarda sektörden şimdiki gibi paralar kazanmak pek mümkün değildi. Para kazandım ama bu kazandığım para, benim ve ailemin hayatını değiştiren türden paralar olmadı. Kazandığım para daha çok eğitimime gitti diyebilirim yani" ifadelerini kullandı.

Ayberk Koçar, 'Aliye' ekibindeki bazı isimlerle iletişimini sürdürüyormuş. Koçar, şunları söyledi: Çocuk oyuncu olarak insanlarla iletişimini koparmadan kalmak çok kolay bir iş değil. Çünkü kendinizi de düşünürseniz hak verirsiniz ki, bir çocukla ne kadar iletişimde kalabilirsiniz. Bu sebeple biçok insanlar iletişimimiz koptu fakat hala konuştuğum zaman zaman görüştüğüm insanlar var.

"SANEM ÇELİK İKİNCİ ANNEMDİR"

Kudret (Sabancı) ağabey ve Sanem Çelik ile görüşüyorum. Ayla Algan ile olabildiğince iletişimde kalmaya çalışıyorum. Sanem abla ile görüşmem setine süpriz ziyaret yapmamla oldu aslında. Sağolsun beni herkesle 'oğlum' gelmiş diye tanıştırdı ve hatıra kalması adına öyle bir fotoğraf çektirdik. Sanem abla ikinci annemdir.

MİMARLIK YAPIYOR

Ayberk Koçar, Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun olmuş. Şimdilerde bir mimarlık şirketinde çalışırken, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Denizcilik Çalışmaları Bölümü'nde yüksek lisans yapıyormuş.

Ayberk Koçar, 'Neden konservatuvar üzerine eğitim almadın?' sorusunu da şöyle yanıtladı: Oyunculuk okumamamın sebebi aslında sektöre çocukluktan girmem oldu. Bana daha ben çok küçükken hep büyüklerim kendimi sadece oyunculuğa bağlamamam gerektiğini tembihledi. Hepimiz biliyoruz ki sektörde ne kadar iyi olsa da iş bulamayan insanlar var. Ben de aslında kendimi garantiye almak adına başka bir bölüm okudum ki çalışıp para kazanabilecek durumda olayım her zaman.

Eğer oyunculuk okusaydım ve 8 sene işsiz kalsaydım belki depresyona girerdim ama şimdi iş bulamasam da kendi sektörümle alakalı çalışıyorum ve bir şekilde hayatımı kazanabiliyorum.

Oyunculuk her zaman ilk önceliğim oldu. Çünkü benim için oyunculuk dendiği zaman akan sular duruyor. Bugün bir iş gelsin ve anlaşalım yarın her şeyi bırakıp sete giderim.